Şubat 2022

Metaverse dünyasına hazır mıyız?

TANIMLAR YENİDEN YAZILIYOR...

“S

anal” kelimesi hayatımıza girdikten sonra adapte olmakta epey zorlanmıştık belki. Ancak sonrası hızla devam etti. Yeni kavramlar, yeni isimler ve hatta yeni dünyalara adapte olmakta eskisi kadar zorlanmadığımızı fark ettik. Bununla birlikte dijital dünya bize yeni evrenler sunmaktan asla vazgeçmedi. Sıradaki düzey “Metaverse.”

Bu gelişmeleri takip etmeseniz bile Ekim 2021’de Mark Zuckerberg Facebook’un adını Meta olarak değiştirdiğinde farklı bir şeyler olduğunu sezmiş olmalısınız. Her ne kadar Metaverse buna bağlı bir gelişme olarak düşünülse de, aslında pek de yeni değil. Yeni olan Zuckerberg’in bu evrene 10 milyar dolar harcamayı hedeflediğini duyurmasıyla birlikte alandaki rekabetin hızlanması.

Peki, nedir bu Metaverse? Teknik olarak internetin bir sonraki evrimi. Çevrimiçi olmanın daha fazla duyuya hitap edebileceği bir dünya bu. Online olarak yüz yüze yapılabilecek toplantılar, toplanmalar, partiler ve oyunlar anlamına da geliyor. Yine teknik olarak ise devasa bir “veri deposu.” Bu sayede siz “ortamı” terk etseniz bile varlıklarınız orada bulunmayı sürdürebiliyor. Bu da dijital para birimlerinin, sanal seyahatlerin ya da sanal tecrübelerin her geçen gün daha fazla konuşulacağı anlamını taşıyor.

Tüm bunlar kulağa oldukça distopik geliyorsa, haklısınız. Her ne kadar şirketler bu gelişmelere çılgınca yatırımlar yapıyor olsalar da, bunu tam anlamıyla kullanabilmenin ne demek olduğunu bilen henüz yok. Örneğin dünyanın önde gelen markaları geri kalan herkesin orada buluşacağı tek bir “evren” yaratma peşinde. Microsoft ve Meta’ya ek olarak Epic, HTC ve Apple, çevrimiçi bağlantı kurmanın yeni yollarını hayal ediyor. Bu projelerin bağımsız mı yoksa birbirine bağlı mı olacağı ise henüz net değil.

Gözünüzde biraz daha canlandırmak isterseniz, 2003 yılında piyasaya sürülen ve o dönem oldukça ses getiren Second Life’ı hatırlayabilirsiniz. İnsanların avatar yarattığı, kendi para birimleriyle giysi ya da teknoloji satın aldığı Second Life ortamı Metaverse mantığının bir kısmını karşılıyor. Bugünün farkı ise ilerlemiş olan teknoloji. Artık AR-VR araçları ve yapay zekâ sayesinde deneyimler çok daha gerçekçi hale geldi. İnternet insanların “taradığı” ya da “gezindiği” bir mecra. Ancak Metaverse’ün belli bir dereceye kadar bir yaşam formu olduğu söylemek mümkün.



Genişliği, kapsayıcılığı ve gerçek anlamda neler yapılacağı tam olarak anlaşılamasa bile, herkes teyakkuz halinde. Örneğin Barbados, Metavers’de diplomatik bir elçilik açmayı planlıyor. Belediyeler toprak satın alıyor, konserler düzenleniyor. Microsoft Teams özelliğini 2022’de Metaverse deneyimiyle sunacağını söylüyor. Nike, sanal spor ayakkabı ve giyim yaratıp satmaya yardımcı olmak için yedi ticari marka başvurusunda bulundu. Nike ve Roblox, Nike hayranlarının oyun oynayabileceği, bağlantı kurabileceği ve avatarlarını sanal giysilerle giydirebileceği dijital bir dünya olan “Nikeland” için de ortaklık kurdu.

Bu sırada sorular dünyası büyümeye devam ediyor. İnternet gibi açık mı olacak? Yoksa birkaç büyük şirket tarafından kontrol edilen bir kapı deneyiminden daha fazlasını mı sunacak? Şimdilik her birinin cevabı olmasa da Metaverse internet tanımını yeniden oluşturacak gibi görünüyor, üstelik çok da uzak olmayan bir gelecekte.