“S
anal” kelimesi hayatımıza girdikten sonra adapte olmakta epey
zorlanmıştık belki. Ancak sonrası hızla devam etti. Yeni kavramlar,
yeni isimler ve hatta yeni dünyalara adapte olmakta eskisi kadar
zorlanmadığımızı fark ettik. Bununla birlikte dijital dünya bize
yeni evrenler sunmaktan asla vazgeçmedi. Sıradaki düzey “Metaverse.”
Bu gelişmeleri takip etmeseniz bile Ekim 2021’de Mark Zuckerberg
Facebook’un adını Meta olarak değiştirdiğinde farklı bir şeyler
olduğunu sezmiş olmalısınız. Her ne kadar Metaverse buna bağlı bir
gelişme olarak düşünülse de, aslında pek de yeni değil. Yeni olan
Zuckerberg’in bu evrene 10 milyar dolar harcamayı hedeflediğini
duyurmasıyla birlikte alandaki rekabetin hızlanması.
Peki, nedir bu Metaverse? Teknik olarak internetin bir sonraki
evrimi. Çevrimiçi olmanın daha fazla duyuya hitap edebileceği bir
dünya bu. Online olarak yüz yüze yapılabilecek toplantılar,
toplanmalar, partiler ve oyunlar anlamına da geliyor. Yine teknik
olarak ise devasa bir “veri deposu.” Bu sayede siz “ortamı” terk
etseniz bile varlıklarınız orada bulunmayı sürdürebiliyor. Bu da
dijital para birimlerinin, sanal seyahatlerin ya da sanal
tecrübelerin her geçen gün daha fazla konuşulacağı anlamını taşıyor.
Tüm bunlar kulağa oldukça distopik geliyorsa, haklısınız. Her ne
kadar şirketler bu gelişmelere çılgınca yatırımlar yapıyor olsalar
da, bunu tam anlamıyla kullanabilmenin ne demek olduğunu bilen henüz
yok. Örneğin dünyanın önde gelen markaları geri kalan herkesin orada
buluşacağı tek bir “evren” yaratma peşinde. Microsoft ve Meta’ya ek
olarak Epic, HTC ve Apple, çevrimiçi bağlantı kurmanın yeni
yollarını hayal ediyor. Bu projelerin bağımsız mı yoksa birbirine
bağlı mı olacağı ise henüz net değil.
Gözünüzde biraz daha canlandırmak isterseniz, 2003 yılında piyasaya
sürülen ve o dönem oldukça ses getiren Second Life’ı
hatırlayabilirsiniz. İnsanların avatar yarattığı, kendi para
birimleriyle giysi ya da teknoloji satın aldığı Second Life ortamı
Metaverse mantığının bir kısmını karşılıyor. Bugünün farkı ise
ilerlemiş olan teknoloji. Artık AR-VR araçları ve yapay zekâ
sayesinde deneyimler çok daha gerçekçi hale geldi. İnternet
insanların “taradığı” ya da “gezindiği” bir mecra. Ancak
Metaverse’ün belli bir dereceye kadar bir yaşam formu olduğu
söylemek mümkün.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Genişliği, kapsayıcılığı ve gerçek anlamda neler yapılacağı tam
olarak anlaşılamasa bile, herkes teyakkuz halinde. Örneğin Barbados,
Metavers’de diplomatik bir elçilik açmayı planlıyor. Belediyeler
toprak satın alıyor, konserler düzenleniyor. Microsoft Teams
özelliğini 2022’de Metaverse deneyimiyle sunacağını söylüyor. Nike,
sanal spor ayakkabı ve giyim yaratıp satmaya yardımcı olmak için
yedi ticari marka başvurusunda bulundu. Nike ve Roblox, Nike
hayranlarının oyun oynayabileceği, bağlantı kurabileceği ve
avatarlarını sanal giysilerle giydirebileceği dijital bir dünya olan
“Nikeland” için de ortaklık kurdu.
Bu sırada sorular dünyası büyümeye devam ediyor. İnternet gibi açık
mı olacak? Yoksa birkaç büyük şirket tarafından kontrol edilen bir
kapı deneyiminden daha fazlasını mı sunacak? Şimdilik her birinin
cevabı olmasa da Metaverse internet tanımını yeniden oluşturacak
gibi görünüyor, üstelik çok da uzak olmayan bir gelecekte.