AVRUPA'NIN GİZLİ KALMIŞ SAHİLLERİ

U

çsuz bucaksız bir mavilikte, sanki sadece sizin için dalgalanan kıyılar, ayak ucunuza kadar uzanmış sessizlikler… 2025 yazı, klasik tatil rotalarının ötesine geçen yeni bir sahil anlayışına işaret ediyor: kalabalık olmayan, gizli kalmış, sosyal medyanın radarına henüz yakalanmamış sahiller. Avrupa kıyılarında hâlâ haritalara tam olarak yerleşmemiş sahiller bulunuyor.
The Guardian’ın yayımladığı “Europe’s Best Under-the-Radar Beaches” listesine göre, bu sezonun en çok ilgi gören plajları artık ne Côte d’Azur ne de Amalfi kıyıları. Odak, doğayla daha uyumlu, sakinliğiyle ön plana çıkan, kolay ulaşılmayan ama ulaşıldığında insanı âdeta ödüllendiren kıyılara kayıyor. Portekiz’in kuzeyindeki Praia da Adraga, Hırvatistan’ın Mljet Adası, İtalya’nın Basilicata bölgesindeki Marina di Maratea gibi sahiller bu seçkide öne çıkıyor.

Portekiz’in kuzeybatı sahilinde yer alan, Atlantik kıyısındaki Praia da Adraga, yerel halk tarafından bilinse de turist akınına uğramamış olmasıyla dikkat çekiyor. Kumun çakıllarla karıştığı bu sahil kıyısı, gün batımı saatlerinde taş oluşumlarının gölgesine bürünüyor. Yakınında tesis bulunmaması, Adraga’yı daha izole bir yüzme noktası haline getiriyor.

Hırvatistan’ın Dalmaçya kıyısında yer alan Mljet Adası, doğal park statüsü sayesinde korunmuş koylara ev sahipliği yapıyor. Adaya yalnızca belirli saatlerde feribotla ulaşılabiliyor. Bu da günlük ziyaretçilerin sayısını sınırlıyor. Adadaki göl çevresindeki küçük plajlar, sessiz doğa yürüyüşleri için de elverişli.

Doğu Avrupa’da, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında bulunan Irakli Beach, doğaseverlerin son yıllarda alternatif olarak tercih ettiği bir nokta. Kıyıda kamp yapılmasına izin verilmesi ve sahilin yapılaşmadan uzak tutulması, burayı özellikle genç gezginler için çekici kılıyor. Geniş kum alanı ve açık deniz manzarası, Irakli’yi sadece yaz aylarında değil, geç bahar ve erken sonbahar dönemlerinde de cazip hale getiriyor.

Daha güneyde, Arnavutluk kıyısındaki Ksamil Körfezi, kristal berraklığındaki deniziyle tanınıyor. Son yıllarda artan tanıtımlara rağmen, hâlâ birçok plajı nispeten sakin. Koyun iç kısımlarında yer alan küçük adalar, kısa tekne yolculuklarıyla keşfedilebiliyor. Bölge, özellikle günübirlik yüzme molaları ve doğal deniz ürünleri servis eden küçük lokantalarıyla ön planda.
Tüm bu sahillerin ortak noktası, kolay ulaşılır olmamaları. Yolları bazen dolambaçlı, bazen tabelasız; kimi zaman kalabalıktan kaçarken birkaç kilometre fazla yürümeyi gerektiriyor. Ancak sundukları karşılık, bu çabanın üzerinde bir deneyim bırakıyor.