Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için Çerez Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Aralık 2 2025
Fragrance Layering 2.0: Kokunun kişisel karışım çağı
KATMANLARIN BÜYÜLÜ DÜNYASI
arfüm raflarına dışarıdan baktığınızda hâlâ tek tek şişeler görünüyor olabilir; ama 2026’nın koku dünyasında asıl hikâye, o şişelerin arasındaki ilişkide yazılıyor. Uzun yıllar “imza koku” fikriyle büyüyen parfüm kültürü, yerini giderek kişisel koku gardırobuna bırakıyor. Artık mesele tek bir parfüm bulup ona sadık kalmak değil; günün ruhuna, mekâna, hatta kıyafete göre katman katman koku inşa etmek.
Fragrance layering denen bu alışkanlık, birkaç yıldır niş meraklıların oyun alanıydı. 2025 itibarıyla ise sektörün bizzat kendisinin tanımladığı ana akım trendlerden biri haline geldi. Peki fragrance layering neden bu kadar çekici? Bunun öncelikli cevabı kişiselleştirme. Bazı uzmanlar bu trendi “moduna göre kokteyl hazırlamak” olarak tarif ediyor; kimi gün daha baharatlı, kimi gün daha sakin, kimi gün daha bohem bir karışım yaratmak insanlara çekici geliyor. Yani parfüm, yalnızca dışarıya “iyi kokma” sinyali yollayan bir aksesuar olmaktan çıkıp, gün içindeki duygusal dalgalanmalara eşlik eden bir ritüele dönüşüyor.
Elbette bu, trendlerin nasıl üretildiğiyle de ilgili. Sosyal medyada parfüm içeriği üreten hesaplar, artık tek bir şişe önermekten çok, farklı notaları bir araya getirerek nasıl bambaşka etkiler yaratılabileceğini anlatan, kokuya dair yönlendirici tarifler paylaşıyor. Bu tarifler hem satın alma davranışını yönlendiriyor hem de markaları tek başına güçlü bir koku yaratmaktan ziyade “karışımda çalışacak” kokular tasarlamaya itiyor. Business of Fashion’ın işaret ettiği gibi, layering yalnızca tüketicinin oynadığı bir oyun değil; kokunun nasıl formüle edildiğini ve pazara nasıl sunulduğunu etkileyen bir tasarım parametresi hâline geliyor. Bütün bu tabloya biraz uzaktan bakınca, fragrance layering’in neden bu kadar önemli olduğu daha net görünüyor. Koku piyasasını büyüten yalnızca yeni şişeler değil; kokuyu kullanma biçimimizdeki değişim. Markalar, tek bir “büyük hit” yaratmak yerine, birbiriyle konuşan, üst üste giyildiğinde yeni bir karakter kazanan koleksiyonlar tasarlıyor. Kullanıcı ise bu koleksiyonları kendi koku senaryosunun ortak yazarı gibi görüyor. Sonuç olarak fragrance layering, 2026’da yalnızca bir güzellik trendi değil; kokuyu moda, duygu ve kimlik alanına daha fazla yaklaştıran bir dil. Tek bir notayla yetinmek istemeyen yeni kuşak, parfümü artık sabit bir imza değil, her gün yeniden yazılabilen kişisel bir karışım olarak kurguluyor. Ve görünen o ki, koku dünyasının geleceği de bu çok katmanlı hikâyelerde şekilleniyor.