Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için Çerez Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Ekim 2 2025
Paris Design Week 2025’in yükselen yıldızları
DUYUSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE GENÇLER
P
aris, tarihsel olarak modanın başkenti olarak anılsa da, tasarımın da önemli merkezlerinden biri. Şehir, bu yılki Paris Design Week boyunca onlarca galeri, atölye ve sergiyle bir kez daha yaratıcı enerjinin merkezine dönüştü. Ancak bu kez sahne, büyük markalardan çok genç tasarımcılara aitti. Robb Report’un ifadesiyle, “geleceğin tasarım dili artık onların elinde şekilleniyor.”
Bu yıl Paris’te en çok konuşulan şeylerden beri duyusal sürdürülebilirlik oldu. Ahşap, cam, mermer ve geri dönüştürülmüş metal gibi malzemeler, işlevin ötesinde duygusal bir bağ kurmak için yeniden yorumlandı. Genç tasarımcıların hedefi artık yalnızca bir obje üretmek değil; bir duygu, bir deneyim yaratmak.
Örneğin, Gerlach&Heilig, Almanya’nın Kara Orman bölgesinden ilham alarak taş, ahşap ve metalle ürettiği Fragments of Mining serisiyle öne çıktı. Geleneksel zanaatkârlığı lazer kesim gibi modern yöntemlerle birleştiren ikili, malzemeye hikâye kazandırma arayışıyla dikkatleri üzerine çekti.
Studioparisien ise lüks moda evleri için tasarladığı iç mekânlardan sonra ilk mobilya koleksiyonunu tanıttı. ÉGÉE adını taşıyan ve Akdeniz adalarının kültüründen esinlenen koleksiyon pirinç, kadife ve pişmiş toprak gibi malzemeleri cesur oranlarla buluşturarak adından söz ettirdi.
Hugo Falaise, el işçiliğini ve tekstil yüzeyleri ön plana çıkaran tasarımlarıyla Paris Design Week Factory bölümünde dikkat çeken isimlerdendi. El nakışıyla süslenmiş merlot tonlarındaki aynaları ve üç panelli paravanında sabır ve detayın zarafetini vurgulaması gözlerden kaçmadı.
Hiç şüphesiz, Paris Design Week’in cazibesi yalnızca estetikte değil; kültürel çeşitlilikte de gizliydi. Koreli, Danimarkalı, Mısırlı ve Brezilyalı tasarımcıların aynı platformda buluştuğu bu yılki edisyon, tasarımın artık küresel bir dil konuştuğunu bir kez daha kanıtladı. Kentin dört bir yanına yayılan atölyeler, geçmişle geleceği buluşturdu. Sokakların her köşesi, “tasarımın yaşayan bir organizma” olduğunu hatırlatıyordu.
Tasarım haftasının sonunda belirgin olan şey bir kuşak değişimine şahit olduğumuz gerçeğiydi. Zira genç tasarımcılar artık işlevden çok hissin, hızdan çok emeğin peşinde. Paris Design Week 2025, bunu açıkça söylüyor: geleceğin tasarımı, sürdürülebilir malzemelerden olduğu kadar, sürdürülebilir fikirlerden de doğacak.