Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Mayıs 2025
Sahibinden satılık ikinci el şato
BİR MASALIN İÇİNDE
endinize ait bir adada, 19. yüzyıldan kalma neo-Gotik bir şatoda yaşamak... Fransa’nın Bretanya kıyılarındaki Pembe Granit Sahili açıklarında yer alan Château de Costaérès’i gördüğünüzde bu hayal size de cazip gelebilir. Kendi özel adasında tüm ihtişamıyla yükselen bu büyüleyici şato, bugün 9.8 milyon dolara yeni sahibini bekliyor. Elbette rakam yüksek; ama burada sıradan bir ev değil, bir masal dünyası sunuluyor. Château de Costaérès, kartpostalları aratmayan güzelliğiyle Trégastel kasabasının hemen dışında bulunuyor. Etrafı ise pembe granit kayalıklar, turkuaz sular ve altın rengi plajlarla çevrili. Bölge doğa yürüyüşleri, yelken sporu ve zengin deniz yaşamı ile de ünlü.
Château de Costaérès, 1895 yılında Litvanya-Polonya kökenli matematikçi ve mucit Bruno Abdank-Abakanowicz tarafından inşa ettirilmiş. Neo-Gotik tarzda tasarlanan şato, Abdank-Abakanowicz’ın kızı Zofia için bir masal diyarı ve dönemin önemli sanatçıları ile düşünürlerinin buluştuğu canlı bir merkez hâline gelmiş. Hatta Nobel ödüllü yazar Henryk Sienkiewicz Quo Vadis? adlı eserinin büyük kısmını burada kaleme almış. Şato şövalye salonu, ziyafet odaları ve geniş teraslarıyla zarif bir atmosfer sunarken, ada da 200’den fazla bitki türünü barındıran doğal güzelliğiyle adından söz ettiriyormuş. Ancak II. Dünya Savaşı sırasında ağır hasar görmüş ve savaştan sonra aile mülkü satmak zorunda kalmış. 1980 yılında ise kapsamlı bir restorasyonla hem tarihi ihtişamını yeniden kazanmış hem de modern yaşama uygun hâle getirilmiş.
Beş yatak odası, üç banyo ve hamam, ısıtmalı havuz ve eğlence odası gibi lüks detaylara sahip olan Château de Costaérès bugün toplam 300 metrekarelik bir alana yayılıyor. Egzotik bitkilerle bezenmiş geniş bahçesi huzurlu bir sığınak sunarken, iki özel plajı ise Bretanya’nın berrak sularına erişim imkânı sağlıyor.
Bu noktada adanın erişilebilirliğinin de altını çizmek gerekiyor. Anakaraya su, elektrik ve telefon bağlantılarıyla entegre olan adaya, tekneyle ya da alçak gelgit sırasında 4x4 araçla ulaşılabiliyor. İki iskele sayesinde ulaşım kolaylıkla sağlanıyor; böylece ada yaşamı pratik bir hâle geliyor. Pembe Granit Sahili’nin en simgesel mülklerinden biri olan bu şato, yeni sahibine yaşayan bir kartpostalın içinde hayat sürme fırsatı vadediyor. Ayrıca tarihin, kültürün ve doğal güzelliklerin kesiştiği bir mirasın yeni koruyucusu olma şansı da sunuyor.