YÜZ YOGASI

E

stetik cerrahinin on yıl öncesine kıyasla harikalar yarattığı bir gerçek. Artık bazı uygulamaların detaylarını anlamak için uzmanlaşmış olmak gerekmiyor. Diğer taraftan “doğal” yöntemleri deneyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bunda artık kolayca ulaşabileceğimiz uzman videoları ve programlarının da etkisi var elbette. Vücudun toparlanması, sırt-bel ağrıları, duruş bozuklukları ve elbette yaşla gelen etkiyi azaltmak için… Bugün hemen her şeyi karşılayan yoga pozları ve serileri olduğunu biliyoruz. Yoganın Sanskritçe’de “kontrol etmek”, “boyunduruk altına almak” veya “birleştirmek” anlamlarına gelen “yuj” kelimesinden türetildiği söyleniyor. Bu, tarihi milattan önce 2000’lere kadar uzanan bir felsefe. Bugün hâlâ geçerliliğini korumasıysa aslında ne kadar faydalı olduğunun bir ispatı gibi. Alınan nefese, pozda durulan dakikaya ya da ne kadar seri olduğuna göre vinyasa, hatha, bhakti, raja gibi türleri olan yoganın bugün bizi ilgilendiren kısmı yüzle ilgili olanı.
Yüz bölgenizi saçın başladığı noktadan göğüs dekoltesine kadar incelediğinizde 57 farklı kasla karşılaşırsınız. Uzmanlara göre tıpkı egzersiz ya da yoga gibi tüm vücudumuzun kaslarını nasıl çalıştırıyorsak bu kasları da yüz yogasıyla öyle güçlendirebiliriz. Peki bunun sonunda ne olur?
Şöyle düşünelim; belli bir yaştan sonra yer çekimiyle savaşan yanaklarımız, gevşeyen cildimiz ya da düşen göz kapaklarımızı eskiye en yakın hâline getirebiliriz. Zira yüzümüzdeki kaslar tüm diğer kaslar gibi zamanla gevşeyerek sıkılığını kaybediyor. Yüz yogası kasları çalıştırırken cildin oksijenini artırarak kan dolaşımını hızlandırıyor ve kolajenin tetiklenmesini sağlıyor. Sürekli yüz yogası yapanlarda görülen lifting, botoks yaptırdığına inanmamızı sağlayan etkilerden biri. Bununla birlikte tüm diğer kas çalıştırıcılarda olduğu gibi düzenli yapmak gerekiyor. Kaslar düzenli olarak çalıştırılmaya alıştığında bırakılırsa, eskiye dönmemenin garantisi yok.

Yüz yogası; göz çevresi, yanaklar, dudaklar, alın ve çene bölgesine uygulanabiliyor. Üstelik hareketler de epey kolay. Yalnızca uygulama esnasında yüzü kırıştırmamaya özen göstermek, hangi kas grubu çalıştırılıyorsa orayı hareket ettirmeye odaklanmak gerekiyor. Bu yüzden uzmanlar bunu ayna karşısında yapmanızı tavsiye ediyor.
Konuyla ilgili dünya çapında tanınan iki uzman var. Bunlardan biri olan Koko Hayashi, yüz yogasını iki tür egzersizle tanımlıyor: Uyuyan kasları uyandırarak canlanmalarını sağlamak ve fazla çalışan kasları yatıştırarak ortaya çıkan kırışıklıkları engellemek. Uyuyan kaslar genelde göz altı ve yanaklarda; fazla çalışanlar ise alın, kaş arası ve ağız çevresinde bulunan kaslar olarak belirtiliyor. Hayashi, “Sürekli aynı yüz ifadesini yaptığımızda kaslar hassaslaşıyor ve kırışıklıklar ortaya çıkıyor.” diyor. Yüz yogasında eğitmenin herhangi bir dokunuşuna ihtiyacınız yok. Yönlendirmelerle kaslarınızın yerlerini öğrenerek uygun hareketleri yapmanız daha önemli. Her bölgeye yönelik hareket serileri farklı. Ama bazen birini yaparken diğerine de yardımcı olabiliyorsunuz. Nasıl mı? Diğer bir uzman Fumiko Takatsu’nun tarifine bakalım: Dik durup alt çenenizi öne doğru itin.

Ardından alt dudağınızı üst dudağınızın üzerine yerleştirin ve gülümseyin, ardından kafanızı tavana bakar gibi kaldırın. İçinizden ona kadar sayın. Bu, Takatsu’nun elmacık kemiklerini belirginleştirmek için önerdiği birkaç hareketten biri. Eğer bunu yaparken dilinizi dışarı çıkarırsanız gıdı bölgesi de çalışmış oluyor. Eğer yazılanları okurken aynı zamanda deniyorsanız, hiç merak etmeyin bu hareketleri yapan herkes biraz tuhaf görünebiliyor.
Neyse ki bunu günün her saatinde dilediğiniz zaman yapabilirsiniz!
Peki bunları yapınca yalnızca gençleşecek miyiz? Uzmanlara göre evet. Yüzümüzün hızlı yaşlanmasına neden olan birçok şey var. Kulağa tuhaf gelse de konuşurken dilinizin aldığı şekil bile etkili. Bununla yüz yogası, yüzünüze zarar veren, sürekli yaptığınız yüz hareketlerini fark etmenizi ve bunları düzeltebilmenizi sağlayacak. İyi bir vücut duruşu için nasıl egzersiz yapmamız gerektiğini düşününce yüzde de aynı şeyin uygulanabilir olması çok anlaşılır aslında.
Bu arada yüz yogasını yüz masajı ile karıştırmamakta fayda var. Zira yüz masajını temiz yüzünüze nemlendirici bir krem sürerek uygulamanız gerekir; yüz yogasında ise böyle bir şeye ihtiyaç yok. Çoğu zaman yüz kaslarınızın kendisini kullanarak, bazen çene ve dil şekilleriyle, bazen de pozisyonu sabitlemek ve diğer kasların etkilenerek yüz kırışıklığına sebep olmalarını engellemek için ellerinizi kullanabilirsiniz.
Elbette medikal çözümler gibi tek yapışta bir etki beklemek yanlış olur. Ancak istikrar sağlanmış uygulamalarda yaklaşık iki hafta gibi bir sürede değişiklik gözlenebildiği söyleniyor.