O
nlar kendi dönemlerinde adını duyurmayı başarmış, kalemiyle güçlü
kadınlar. Çoğu zaman erkeklerin isimlerinin arkasında anılsalar da
dünyaya bıraktıkları eserler sayesinde bugün hak ettikleri ilgiyi
görüyorlar. İşte Türk edebiyat tarihinin es geçilmemesi gereken
kadın yazarları ve kitapları.
Fosforlu Cevriye - Suat Derviş
Yaşadığı dönemin en güçlü kadınlarından biridir, Suat Derviş.
1940’lı yılların edebiyatında Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet gibi
isimlerle kalem yoldaşlığı yapmıştır. Fosforlu Cevriye en bilinen ve
sevilen eserlerinden biridir. 1944 ve 1945 yıllarında tefrika edilen
Fosforlu Cevriye ilk defa 1968 yılında roman olarak yayımlanır. Bir
hayat kadını olan Cevriye başkasının eline tutuşturduğu uyuşturucu
yüzünden hapse girer ve ardından sürgüne gönderilir. Fosforlu
Cevriye sınıf farklılıklarını ve gerçek bir kara sevdayı anlatır.
Sevgili Arsız Ölüm - Latife Tekin
Tekin, Sevgili Arsız Ölüm’le birlikte o döneme kadar köyden kente
göç olgusunun sosyolojik bir problem olarak tespit edilmesini
önemseyen toplumcu gerçekçi roman anlayışının kalıplarını kırmasıyla
dikkatleri üzerine çekmiştir. “Kendi öz değerlerimi, dilimi ve
birlikte doğup büyüdüğüm insanların durulmaz bir coşkuyla bana
taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim. Elinizdeki roman bu
direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır.” Bu
sözlerle anlatıyor Latife Tekin ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm’ü.
Fikrimin İnce Gülü - Adalet Ağaoğlu
20. yüzyıl Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Ağaoğlu,
eserlerinde toplumsal sorunlara ve bunların bireyler üzerindeki
etkisine iç monologlar ve ince alay ile dikkat çeker. Ağaoğlu
tiyatro, öykü ve roman türlerinde birçok ödüle layık görülmüştür.
Bir yol romanı olan Fikrimin İnce Gülü Adalet Ağaoğlu’nun hem
Almanya ve öteki olmak gerçeğine hem de sistemin insanı neye
çevirebildiği üzerine öncü ve farklı bakışıyla öne çıkan ikinci
romanı.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi -
Ayfer Tunç
Edebiyat üzerine yazıları 1983 yılında ilk defa çeşitli kültür ve
edebiyat dergilerinde yer alan Ayfer Tunç, 1989 yılında ilk öykü
kitabı Saklı’yla adını raflara yerleştirdi. Bir Deliler Evinin Yalan
Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi benzeri görülmemiş bir kurgu oyunuyla
kaleme alınmış, karakterlerin hikâyeleri arasında dolaşan mutlaka
okunması gereken eserlerindendir.
Aramızdaki Şey - Tomris Uyar Her ne kadar edebiyat
dünyasının magazin satırlarında adı sıkça geçse de, Tomris Uyar hiç
şüphesiz hem çevirdiği 60’a yakın kitapla hem de kendi yazdıklarıyla
Türk edebiyat tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
Aramızdaki Şey, alabildiğine yalın ve süssüz bir anlatımla yazılmış
kırmızı öykülerden oluşur. İlk öyküdeki kırmızı giysinin anımsattığı
olasılıklar gitgide başka kırmızı olasılıklara açılır. Tomris
Uyar`ın ana temadaki kırmızıyla belirtmek istediği asıl şey dostluk,
sarmallar çizen bir sevgidir.
Sessizin Payı - Nurdan Gürbilek
Edebiyat dünyasının kalemlerinden olmayan tek isim, Nurdan Gürbilek.
Zira o bu dünyaya eleştirel ve bütünsel bir açıyla bakabilen yegâne
isimlerden biridir. Getirdiği sorgulayıcı bakış açısıyla Erdal Öz
Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür. Sessizin Payı’nda ise iki
sorunun cevabını arar, Gürbilek. Birincisi: Sessizin (henüz
konuşmayanın, konuşma imkânı olmayanın, artık konuşamayacak olanın)
el konulmuş payını geri alabilir mi yazı? İkincisi: Yazarlar
konuşamayanlar adına da konuştuklarına inanmak ister. Ama yazının da
bir sessizi vardır. Sessizin payına bu kez kendisi el koymadan var
olabilir mi yazı?