YATLAR

D

ünyanın geri kalanı gibi yatlar da son yüzyılda tasarım ve teknolojide dikkate değer dönüşümler yaşadı. 1920’lerin aerodinamik görünümünün yerini 20. yüzyılın son yarısında üst üste yığılmış düğün pastası şekli alırken, yaşadığımız son yirmi yıl hiç kuşkusuz fütüristik tasarımların zamanıydı. Tüm bu yatların ortak noktasıysa sahiplerinin benzersiz, genellikle nefes kesici ve en önemlisi görkemli yatlar yaratma tutkusu. İşte en yaşlısından en gencine favorilerimiz...

Delphine (78 metre) 1921, ABD

Ve karşınızda 1920’lerin okyanus kraliçesi! Bir zamanlar Başkan Roosevelt ve Winston Churchill’e ev sahipliği yaptığı söylenen süperyat, 1921’de Michigan gemi yapım şirketi Great Lakes Engineering Works tarafından inşa edildi. Delphine ABD’de şimdiye kadar yapılmış en büyük yat olmaya devam ediyor, üstelik hâlâ çalışır durumda. Aynı zamanda aktif buharla çalışan en büyük yat olma özelliğine sahip. II. Dünya Savaşı’ndan ve birkaç yangından sağ kurtulduğunu da hatırlatalım. 2003 yılında yapılan bir onarım sırasında 1.500 beygir gücündeki iki orijinal buhar motoru, saatte 18 metrik ton buhar sağlayan iki modern su borulu kazan ile değiştirildi. Bugün hâlâ gözalıcılığını koruyan Delphin’in iç mekânı, Tiffany tasarımıyla 1920’lerin ihtişamına yaraşır bir şekilde restore edildi.

Savarona (136 metre) 1931, Almanya

Brooklyn Köprüsü mühendisi John Roebling’in torunu Emily Roebling Cadwalader için Blohm & Voss tarafından inşa edilen 135 metrelik Savarona, Alman bilim kurgu filmi Gold’da yer aldı. 1938’de Türk hükümeti tarafından satın alınarak 1989’da yatın tadilatı için 45 milyon dolar harcayan Türk işadamı Kahraman Sadıkoğlu’na kiralandı. Orijinal buhar türbini motorları modern Caterpillar dizelleriyle değiştirildi, ancak 85 metrelik altın süslemeli merdivenler orijinal haliyle bırakıldı. Bugün Savarona, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi başkanlık yatı olarak yaşamına devam ediyor.

Christina O (99 metre) 1943/1954

Muhtemelen tüm zamanların en seçkin süperyatlarından biri olan Christina O, hayata diğerleri gibi spot ışıkları altında başlamadı. 1943’te Kanadalı Vickers tarafından inşa edilen, Yunan denizcilik patronu Aristotle Onassis’in onu sadece 34 bin dolar karşılığında savaş fazlası olarak satın aldığı 1954 yılına kadar, II. Dünya Savaşı’nda bir fırkateyn olarak görev yaptı. Onassis onun yenilenmesi için 4 milyon dolar harcadı. Maria Callas ve Grace Kelly’den Jack ve Jackie Kennedy’ye dünyanın seçkin isimlerini bu gemide ağırladı. Adını Aristotele’in kızından alan 99 metrelik Christina O, bir düğmeye basılarak yükselen mozaikli bir dans pistine ve bronz kenarlı bir yüzme havuzuna sahip. Gemide yer alan Ari’s Bar’daki taburelerin deri döşemesi ise orijinal haliyle korunuyor.

Sea Eagle II (81 metre) 2020, Hollanda

Sea Eagle II, Temmuz 2020’de teslim edildiğinde dünyanın en büyük alüminyum yelkenli yatıydı ve şimdiye kadar Royal Huisman tarafından teslim edilen en büyük yat oldu. Üç direkli Sea Eagle II, son teknoloji bir Rondal karbon teçhizatına ve sahiplerine olağanüstü bir manzara sağlamak için ana direği yükselten bir hidrolik karga yuvasına sahip. Sea Eagle II’da ayrıca biri geniş bir güneşlenme terasına sahip üst köprüde, diğeri ise aşağıdaki köprü güvertesinde olmak üzere iki dümen bulunuyor.

Luminosity (107 metre) 2020, İtalya

Benetti tarafından 2020 yılında teslim edilen Luminosity, 2.625 metrekarelik pencereleri sayesinde ismine yakışır şekilde (ışıl ışıl) yaşıyor. Sadece akülerle “sessiz modda” 12 saatlik kapasiteye sahip dizel elektrikli Azipod sürücülerle çalışan 107 metrelik hibrit yatta, yakıt ikmal imkânlarına sahip bir helikopter pisti de bulunuyor. Alt güvertede yer alan sağlık kulübünde havuzlu bir buhar odası, yüzme havuzu ve deniz seviyesine açılan yan kapıları ile bir buhar odası var. Zaniz Jakubowski Design tarafından tasarlanan özel sanat eserleri, dev ekranlara dönüşen iç paneller dahil geminin her yerinde karşınıza çıkıyor.