Nisan 2 2021

Boynumdaki tuval: Fular

fular

İCAT EDİLDİĞİ İLK GÜNDEN BERİ LÜKS...

B

ugün modadaki çoğu parçanın keşfedildiği zamanki ihtiyaçtan doğduğunu söyleyebiliriz: Taytlar aslında vücudu daha sıcak tutmak için tasarlandı, hasır şapkalar güneşi engellemek için dokundu ve yağmurdan korunmak için de kova şeklinde şapkalar yapıldı. Atkılar malum, boynumuzu sıcak tutmak için… İpek fularlar ise neredeyse kullanıldığı ilk günden beri pürüzsüz dokunuşları ve hafifliğiyle çoğu zaman kıyafeti tamamlamak için kullanılan lüks bir aksesuar oldu.

Bilinen en eski fuların Mısır Kraliçesi Nefertiti tarafından kullandığı söylenir ve tarihi M.Ö. 350 yılına kadar uzanır. Çin İmparatoru Cheng’in savaşçıları M.Ö. 230’larda rütbelerini belirlemek için ipek şallar kullandılar. 17. yüzyılda Hırvat askerler arasında da yüksek rütbe göstergesiydi. Ama ipek şalları kadın hâkimiyetine alan, hem statü hem de lüks göstergesi yapan isim 1837’de tahta çıkan Kraliçe Victoria oldu. Hükümdarlığı sırasında kullandığı çeşit çeşit eşarplar kadınların gözünde lüksün sembolü ve asaletin aksesuarı haline geldi.


fular

Satışa çıkarılan ilk lüks ipek fular ise Hermès tarafından yapıldı. O dönem için diğer kumaşlardan iki kat daha güçlü olan ithal Çin ipeğinden yapılan tasarım Hermès ailesinin bir üyesi olan Robert Dumas’ın çizimlerini taşıyordu.


fular

Zaman içinde hem kraliyet ailesinde hem de ünlüler arasında bir nevi üniforma haline gelen ipek fularlar, Audrey Hepburn’un “İpek fular taktığımda bir kadın, güzel bir kadın olduğumu hiçbir zaman olmadığı kadar net hissediyorum,” cümlesiyle ayrı bir yere taşındı. Grace Kelley kolunu kırdığında kaba sargılar yerine zarifçe sardığı Hermès fularla yakalandı kameralara.


fular

Bugün bildiğimiz en şık ikonların tümü –Brigitte Bardot, Faye Dunaway, Lauren Bacall, Bianca Jagger ve Jackie Kennedy– görünüşlerini 50’ler ve 60’larda zahmetsiz bir ihtişamla tamamlamak için ipek fularları kullandılar. On yılın özgür ruhlu doğasıyla cesaretlendirilen ipek şallar 70’li yıllara gelindiğinde, üzerlerindeki desenler ve çarpıcı renklerle tasarımlarında daha cesur hale geldi; baş örtüsü olarak veya boynun etrafına akıcı görünümü tamamlamak için giyildi.


fular

80’ler ve 90’larda neredeyse eski ihtişamlarını kaybetmeye başlamışlardı ancak 2003’te yeniden göz önüne çıktılar. Alexander McQueen İlkbahar-Yaz podyumunda çok beğenilen kafatası tasarımlı eşarplarını piyasaya sürdüğünde yaşanan canlanma, fularların bundan sonra hayatlarımızdan çıkmamak üzerine geri geldiklerinin bir işaretiydi.

Ve bugüne kadar öyle de oldu. Hayatın her alanında olduğu gibi tekstilde de kendini gösteren teknoloji sayesinde yeni boyalar ve yeni tasarımlar fularları âdeta bir sanat objesi haline getirdi. Lüks markalar kendilerini bu arenadan bir adım bile geri çekmezken, butik işler yapan tasarımcıların elindeki fularlar her geçen gün daha fazla sanat kokuyor…