B
azı şehirler bir araç içinden, camlar ardından seyredilmeyecek
kadar güzeldir. Özellikle de söz konusu Avrupa’ysa. Güneyinden
kuzeyine Avrupa’da mimari, tarihi ve doğal güzellikleriyle
yürüyerek gezmek isteyeceğiniz şehirler olduğu bir gerçek. İşte
sizin için beş şehirlik bir yürüyüş turu düzenledik.
Ekebergparken / Oslo’nun Yürüyüşçüler İçin Çarpıcı Kentsel
Vahası
Limanlarla çevrili bir Kuzey Avrupa şehri Oslo’yu en panoramik haliyle
görmek için Ekebergparken’den daha iyi bir nokta bulamazsınız. Bir
tepenin üzerine yerleştirilmiş bu parkı görmek için son derece bakımlı
patika yollardan yapacağınız keyifli yürüyüşünüze fiyortun ve ötesindeki
Norveç kırsalının nefes kesici manzaraları eşlik edecek. Tam 63 dönüme
yayılmış park yalnızca bir doğa yürüyüşü değil aynı zamanda dünyanın
en etkileyici açık hava heykel koleksiyonundan birini de sunuyor. Pek
çok sanatçıya ilham olduğu söylenen parkta Rodin ve Renoir’ın eserlerini
Damien Hirst’ün Anatomy of an Angel’ını görmeniz mümkün.
Riga, Letonya / Görkemli bir mücevher olarak mimari
Aşağı yukarı 2.5 kilometre uzunluğunda yani epey kısa bir rota üzerinde
Letonya’nın bu etkileyici başkentinin mimari güzelliğine âşık olmanız
mümkün. Gözden kaçmayacak derecede iyi korunmuş Eski Kent kesinlikle
görülmesi gerekenler arasında. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan
Riga’nın tarihi merkezi, Gotik, Barok ve Art Nouveau mimarisinin çarpıcı
birlikteliğine sahip. Arnavut kaldırımlı sokaklarda dolaşırken karşınıza
çıkan kalelere âşık olmamanız, ansızın karşınıza çıkacak cıvıl cıvıl
pazarlarına ve büyüleyici parklarına kendinizi kaptırmamanız neredeyse
imkânsız. Riga sizi gizli avluları, rahat kafeleri ve sakinlerinin sıcak
misafirperverliğini keşfetmeye davet ediyor
Floransa / Geçmiş zamana yürümek…
Genellikle “Rönesans’ın Beşiği” olarak anılan Floransa, nefes kesici
güzelliği ve kültürel zenginlikleriyle her ziyaretçiyi büyüleyen bir İtalyan
şaheseri. Floransa’yı istisnai bir destinasyon olarak diğerlerinden ayıran
şey, tüm şehri yürüyerek kucaklamanıza olanak tanıyan kompakt boyutu.
Ve bu yolculuğunuzda hayranlık uyandıran Piazzale Michelangelo’yu; ünlü
Uffizi Galerisi’ni; muhteşem Floransa Katedrali’ne hayran kalacağınız
Piazza del Duomo’yu ve Michelangelo’nun başyapıtı Davut heykeline
ev sahipliği yapan Galleria dell’Accademia’yı görmeniz mümkün. Arno
Nehri’nin şehri ikiye böldüğü noktadan geçmişin mimari ve sanat dolu
atmosferini solumak size kesinlikle Floransa’da olduğunuzu hatırlatacak.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Helsinki, Finlandiya / Kuzey Avrupa’nın mücevheri
Yürüyüşlerinize temiz havasıyla eşlik edecek Helsinki dünyanın en
mutlu ülkelerinden Finlandiya’nın başkenti. Diğer Avrupa şehirlerinin
aksine burada şehir mimarisi doğayla iç içe geçerek size farklı bir
yürüyüş tatmini sağlar. Modernliğin doğal bir ihtişamla harmanlandığı
şehir, özenli şehir planlaması sayesinde tam bir yürüyüş dostu. Baltık
denizinden biraz uzaklaşıp da şehrin içerisine doğru yol aldığınızdaysa
sizi gastronomik bir tur bekler, elbette meşhur Baltık barları ve Michelin
yıldızlı restoranlardan bahsediyoruz.
Sevilla / Tapas, şarap ve yürüyüş…
Güney İspanya’nın kalbinde yer alan Sevilla, ülkenin zengin tarihinin
ve eşsiz güzelliğinin bir kanıtı olarak duruyor. Şehrin en ikonik
simgelerinden biri, karmaşık mimarisi ve yemyeşil bahçeleriyle ünlü
çarpıcı bir saray olan nefes kesici Alcázar of Seville. Yakınlardaki yüksek
Giralda çan kulesi ve yanına gidenler için bir ödül olarak sunduğu şehrin
panoramik manzarası… Büyüleyici dar sokakları devasa Gotik katedrallere
çıkan Sevilla’nın en keyifli yanlarından biri bu yürüyüşlere tapas ve şarap
molası vermek olsa gerek. En doğru lezzetlere ulaşmak için meşhur
Spain Food Sherpas’tan bir rehber ile gezmek isteyebilirsiniz. Bol ürünlü
pazarlardan yalnızca yerlilerinin bildiği tapas noktalarına ve gurme
dükkânlara kadar keşfedilmeyi bekleyen çok şey var.