Y
eni yıla giriş yaparken, hedeflerinizi ve bu yıl kendinize nasıl bir
yol çizmek istediğinizi belirlediniz mi? Peki şimdiye kadar bu
kararların ne kadarına sadık kaldınız? Yeni yılda kendimiz için
aldığımız kararları uygulamanın veya hedeflerimizi tutturmanın
tamamen farklı bir hikâye olduğunu hepimiz biliyoruz. Üstelik sadece üçte
birimiz bunu yapmaya niyetliyiz. Önceki yıllarda yapılan anketlere göre,
yüzde 17 ila 45’imiz sadece bir ay sonra bu çabalarımızdan vazgeçiyoruz.
Yani bu hesaba göre ya şu sıralar kararlarınızı hayata geçiriyorsunuz
ya da uygulamakta zorluk çekiyorsunuz. Aslında işin püf noktası neye
odaklanacağınıza karar vermek, ki bunun da zaman zaman zor olduğunu
kabul etmek gerek.
Karar verip uygulamaya koyamama hali bazı psikologların “yanlış umut
sendromu” olarak tanımladığı duruma yol açabiliyor. Bunun yerine, daha
ulaşılabilir hedefler belirlemenin daha iyi olabileceğine dair bazı kanıtlar
var. Araştırmalar, yaklaşım odaklı (yani gerçekçi, spesifik ve başarının
kolayca ölçülebildiği) hedeflerin bir şeyden uzak durmaya veya kaçınmaya
odaklanan hedeflerden daha başarılı olma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Tüm bu bilgilerin ışığında zihninizi ve bedeninizi sağlıklı tutmanıza,
dolayısıyla kararlarınıza daha iyi odaklanmanıza yardımcı olmak için bazı
bilim temelli ipuçlarından faydalanabilirsiniz. Gelin, BBC’nin bu konudaki
önerilerine birlikte inceleyelim.
Kulağa garip gelse de ayağınızla ritim tutmak, dizinizi veya parmaklarınızı
oynatmak gibi düşünmeden yaptığınız hareketler şaşırtıcı şekilde
stresi azaltabilir. Ancak elbette gerçekçi bir egzersiz için dışarı çıkmak
daha iyi bir fikir. Araştırmalar bu tür aktivitelerin bağışıklık sistemini
güçlendirdiğini, beyaz yağ dokularını kahverengiye dönüştürerek kilo
kaybını teşvik ettiğini ve kalp sağlığını iyileştirdiği gösteriyor. Bir dahaki
sefere yürüyüşe çıktığınızda geri geri yürümeyi de ihmal etmeyin. Zira
geriye doğru yürümenin sırt kaslarınızı geliştirdiği ve ileriye doğru
yürümekten daha fazla kalori yaktığı kanıtlanmış durumda. Bu hareket diz
eklemi üzerindeki yükü hafifletirken hamstring kas grubunu güçlendirdiği
için özellikle diz sorunları olanlar için tavsiye ediliyor. Ayrıca günlük
hareket rutinine ters olduğu için beyni güçlendirdiği de söylenenler
arasında.
Gelelim beslenme konusuna… Araştırmalar abur cuburların bedeniniz için
olduğu kadar zihniniz için de zararlı olduğunun altını çiziyor. Hepimizin
bildiği üzere, dengeli beslenmenin bir yaşam biçimi haline gelmesi
önemli; ayrıca tabaklarda meyve, sebze ve yan ürünlerin renklerinin
dengeli ve uyumlu olmasına da dikkat etmek gerekiyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Peki ya sosyal hayat? Araştırmalar yakın ilişki içinde olduğumuz
arkadaşlıkların etkisinin sosyal hayatımızın ötesine geçerek bağışıklık
sistemimizden kardiyovasküler sistemimize kadar sağlığımızı hücresel
düzeyde etkilediğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte bilim insanlarının
bu konuda da ilginç önerileri var: Bir yabancıyla konuşun, bir korkunun
tadını çıkarın ve hayatın kaosunu kucaklayın. Tüm bunlar kendinizi daha
mutlu, daha dirençli ve daha az stresli hissetmenize yardımcı olabilir.
Ve elbette tüm bunları yıl boyunca rutin haline getirmeye çalışmak,
yaşamınıza düşündüğünüzden çok daha fazlasını katabilir!
Kaynak: BBC