2
022 yılı teknoloji alanında bir milada işaret ediyor, zira yapay zekâ
ana akıma girerek üretken tüm kanallarda baskın bir değişime
neden oldu. Hootsuite’e göre yapay zekâ ve onunla ilgili konuları
araştıran ve tartışan makalelerde yüzde 550’lik bir artış var.
Daha anlaşılır bir biçimde söylemek gerekirse, sağımız solumuz önümüz
arkamız yapay zekâ olmuş halde. Bir taraftan bu teknolojinin inceliklerini
öğrenen uzmanlar artarken, diğer taraftan markalar sosyal medya
kanallarında yapay zekâyı nasıl efektif kullanabileceklerinin peşinde.
Sosyal medya pazarı yapay zekânın iş yükünü hafifletme potansiyelini
hızla keşfederek bu teknolojinin ayak izlerini takip etti. Bu yükseliş
ivmesi de kolay kolay düşüşe geçecek gibi görünmüyor. Bununla birlikte
araştırmaya göre, üretken yapay zekâya olan güven arttıkça, ilginç bir
ikilem ortaya çıkıyor: sosyal pazarlamacılar bunu verimlilik için bir araç
olarak benimserken, tüketiciler temkinli bir yaklaşım sergiliyor ve yapay
zekâ tarafından oluşturulan içeriğe güven konusunda endişelerini dile
getiriyor. Pazarlamacıların coşkusu ile tüketicilerin şüpheciliği arasındaki
bu etkileşim, yapay zekânın sosyal medya ortamındaki gelişen rolünün
incelikli bir şekilde araştırılmasına zemin hazırlıyor. İşte “Social Trends
2024” raporundan dikkat çeken başlıklar…
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Tüketicilerin yapay zekâya karşı tutumları
Yapay zekâ kullanımı yaygınlaşmaya devam ederken, tüketiciler
tereddüt ve endişelerini dile getirmeyi sürdürüyor. Araştırmaya
katılan tüketicilerin yüzde 62’si, bir yapay zekâ uygulaması tarafından
oluşturulduğunu bildikleri içeriklerle etkileşime geçme ve bu içeriklere
güvenme olasılıklarının daha düşük olduğunu belirtiyor. Rapora göre bu
güven sorunu, gerçek içerikle yapay zekâ tarafından üretilen içeriği ayırt
etme konusundaki belirsizliklerden ileri geliyor.
Yapay zekâ algısında yaş farklılıkları
Farklı yaş grupları, yapay zekâ tarafından oluşturulan içeriğe karşı farklı
tutumlar sergiliyor. Z kuşağı, yapay zekâ ile gerçek içeriği ayırt etme
konusunda daha özgüvenli görünüyor; yapay zekâ içeriğine güvenme ve bu
içerikle etkileşim kurma olasılıkları daha yüksek. Buna karşılık, boomers
kuşağı daha az güven sergiliyor ve yapay zekâ ile etkileşime girmekte
tereddüt ediyor.
Hedef kitleyi tanımak
Sosyal medyada başarılı bir yapay zekâ uygulaması için kitleyi anlamak çok
önemli. Temel demografik özelliklerin ötesinde konum, dil, ilgi alanları,
zorluklar, yaşam evresi ve satın alma alışkanlıklarına ilişkin bilgiler,
içeriğin kitle tercihlerine göre uyarlanmasına ve yapay zekâ tarafından
oluşturulan içeriğin algısının iyileştirilmesine yardımcı olabilir.
Bunlar da ilginizi çekebilir
- Birçok sosyal medya pazarlamacısı, sosyal faaliyetlerinin yatırım getirisi
konusunda endişe duyuyor.
- Sosyal medya marketing piyasasının üçte ikisinden fazlası yatırım
getirisini göstermek için etkileşim ölçütlerine güveniyor.
- Sosyal medyada eğlenceli içerik yayımlayan markaların dikkat, etkileşim
ve pazar payı kazanma olasılığı daha yüksek görünüyor. Zira eğlence
sunan markalar aynı zamanda tüketicilerine keyif, ilham, heyecan, duygu
veya öğrenme fırsatları sunuyor.
- Sosyal medya, değer alışverişinin iki yönlü olduğu etkileşimli bir alan ve
markaların ilişkilendirilebilir olmasını ve kitleleriyle etkileşime girmesini
gerektiriyor. Bu her geçen yıl geçerliliğini daha net kanıtlayan bir madde.
Zira marka, tüketicisiyle ne kadar yakın ve etkili iletişime girerse dikkati o
kadar üzerine çekebiliyor. Ancak bu arada dengeyi yitirmemek önemli bir
nokta.