YAPAY ZEKÂ İLE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ SEYAHAT

S

eyahat planlamak eskiden haritalar, saatlerce süren araştırmalar ve sonsuz sekmeler arasında kaybolmak demekti. Bugünse yapay zekâ, bu süreci yalnızca kolaylaştırmakla kalmıyor; kişisel hâle getiriyor. Artık nereye gideceğiniz kadar, nasıl bir yolculuk yaşamak istediğiniz de algoritmaların konusu.
Bu dönüşümün akademik cephesi MIT-IBM Watson AI Lab’den geliyor. Laboratuvarın geliştirdiği prototip sistemler, yalnızca “Paris’te üç gün” gibi basit girdileri değil; kişinin uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları ve geçmiş seyahat tercihleri gibi verileri de işliyor. Sonuçta ortaya, günün hangi saatinde daha enerjik olduğunuzu bile hesaba katan, saat saat optimize edilmiş bir rota çıkıyor.
Benzer yaklaşımı sektörde en görünür şekilde benimseyen Trip.com oldu. “Trip.Planner” adını verdikleri yeni platform, birkaç tıkla uçuş, otel ve deneyimleri tek bir akışa bağlıyor. Kullanıcı, örneğin gastronomiyle ilgileniyorsa, sistem yalnızca Michelin restoranlarını değil; aynı zamanda şehri dolaşırken önüne çıkabilecek butik kahveleri, hatta gün batımına denk gelecek yürüyüş rotalarını da hesaba katıyor.

Daha niş bir örnek ise ABD’de geliştirilen bir “AI Travel Concierge” sistemi. Hackathon yarışmasında ödül alan bu girişim, özellikle diyet, sağlık ve erişilebilirlik kriterlerini öne çıkarıyor. Yani glutensiz beslenen ya da belirli tıbbi ihtiyaçları olan bir gezgin, seyahat boyunca hiçbir ayrıntıyı düşünmek zorunda kalmadan, kişisel ihtiyaçlarına uygun öneriler alabiliyor.
Google’ın yeni AI Mode özelliği ise bu tabloyu daha da bütünlüklü hale getiriyor. Yolculuk boyunca hava durumunu, trafik yoğunluğunu ve anlık plan değişikliklerini hesaba katarak seyahati gerçek zamanlı güncelliyor. Sabah güneş açarsa açık hava müzesi öneriyor; öğleden sonra yağmur bastırırsa sizi yakındaki kapalı sergiye yönlendiriyor.
Kısacası, farklı aktörlerin geliştirdiği bu sistemler bir araya geldiğinde, ortaya bambaşka bir seyahat anlayışı çıkıyor: İnsan eliyle aylarca hazırlanacak bir plan, birkaç dakika içinde kişisel bir senaryoya dönüşüyor. Ve lüks seyahat artık yalnızca beş yıldızlı otelin konforuyla değil, sizin ritminize, zevklerinize ve ihtiyaçlarınıza göre kurgulanmış bir yolculuk deneyimiyle tanımlanıyor.