Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için Çerez Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Haziran 2 2025
Vizesiz yaz rotaları
VALİZLER HAZIRSA, MACERA BAŞLASIN!
az güneşi ufukta parlamaya başladığında, ruhumuzun derinliklerinde uzaklara gitme, yeni yerler keşfetme arzusu uyanır. Masmavi sulara dalmak, tarihi sokaklarda kaybolmak, farklı kültürlerin izini sürmek ve her şeyden önemlisi, vize süreçlerinin karmaşasından uzak, özgürce seyahat etmenin keyfini çıkarmak... İşte tam da bu hayalin peşine düşenler için harika önerilerimiz var.
Karadağ
Küçücük coğrafyasına sığdırdığı enfes doğal güzellikleri, tarihi kasabaları ve sıcakkanlı insanlarıyla Karadağ, yaz tatili için ideal bir alternatif sunuyor. Karadağ’ın en bilinen yüzü şüphesiz Adriyatik kıyı şeridi. Budva, bu sahil şeridinin kalbi niteliğinde. Antik kalenin çevrelediği daracık taş sokakları, hareketli plajları ve gece hayatıyla Budva, özellikle yaz aylarında capcanlı bir atmosfere bürünüyor. Kotor Körfezi ise Karadağ’ın en nefes kesici doğal oluşumlarından biri. Fiyortları andıran bu körfez, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Kotor şehrine ev sahipliği yapıyor. Dik yamaçlarla çevrili, Venedik mimarisinin izlerini taşıyan Kotor’un Eski Şehri daracık sokakları, tarihi kiliseleri ve meydanlarıyla adeta yaşayan bir müze. Şehrin sembolü olan St. John Kalesi’ne tırmanarak körfezin büyüleyici manzarasını izlemek, bu masalsı atmosferi tam anlamıyla hissetmek için eşsiz bir fırsat sunuyor.
Gürcistan
Karadeniz’in hemen yanı başında, yemyeşil doğası, tarihi şehirleri ve kendine özgü kültürüyle Gürcistan, yaz aylarının favori rotaları arasında. Batum’un hareketli plajlarından ve modern mimarisinden Tiflis’in daracık sokaklarında gizlenmiş şirin kafelerine ve tarihi kiliselerine kadar ülkenin her köşesi ayrı bir hikâye fısıldıyor. Doğa tutkunları için ise Gürcistan adeta bir keşif diyarı. Kazbegi’nin ikonik Gergeti Trinity Kilisesi’nin büyüleyici manzarası, Svaneti’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan taş kulelerle bezeli köyleri ve Kafkas Dağları’nın trekking parkurları unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlayacak. Özellikle yaz aylarında serin havasıyla cezbeden bu bölgeler doğa yürüyüşleri, dağcılık ve kamp gibi aktiviteler için ideal.
Bali
Endonezya takımadalarının incisi olan bu ada, sadece güneşi ve deniziyle değil, aynı zamanda derin kültürü, mistik atmosferi ve benzersiz doğal güzellikleriyle de dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri kendine çekiyor. Bali, bir kartpostaldan fırlamış gibi duran pirinç tarlaları, yemyeşil volkanik dağları, gizemli tapınakları ve bembeyaz kumsallarıyla her köşesinde ayrı bir güzelliği barındırıyor. Adanın güney kıyıları, sörf tutkunlarının ve hareketli plaj sevenlerin gözdesi. Kuta ve Seminyak, gece kulüpleri, şık restoranları ve lüks butikleriyle enerjik bir atmosfer sunarken, Canggu daha sakin ve bohem bir havaya sahip. Uluwatu’nun devasa kayalıkların üzerine kurulu muhteşem tapınağı ve gün batımında yapılan Kecak dans gösterisi, adanın mistik ruhunu en iyi yansıtan anlardan biri. Adanın ruhani merkezi olarak kabul edilen Ubud ise yoga ve meditasyon meraklıları için bir çekim merkezi.
Arnavutluk
Balkanlar’ın kalbinde yer alan bu ülke bakir kalmış doğal güzellikleri, antik şehirleri ve masmavi denizi ile keşfedilmeyi bekliyor. Ülkenin başkenti Tiran, renkli binaları, hareketli Skanderbeg Meydanı ve canlı gece hayatıyla modern bir Balkan şehri atmosferi sunuyor. Arnavutluk’un asıl cazibe merkezi ise Adriyatik kıyı şeridi. “Arnavut Rivierası” olarak adlandırılan güney sahilleri, turkuaz rengi denizi ve çakıllı plajlarıyla adeta bir Akdeniz rüyası yaşatıyor. Saranda, Vlora, Himara ve Ksamil gibi sahil kasabaları, yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerle dolup taşıyor. Ülkenin iç kesimlerinde dağlık bölgeler ve tarihi şehirler bulunuyor. UNESCO tarafından koruma altına alınan ve “Bin Pencere Şehri” olarak bilinen Berat, daracık sokakları, tarihi evleri ve kaleleriyle öne çıkıyor. Gjirokastër ise Arnavutluk’un geleneksel taş mimarisini en iyi yansıtan şehirlerden biri ve “Taş Şehir” olarak anılıyor.