Kasım-2 2020

Ve şimdi reklamlar: Sıra sosyal medyada!

Sosyal Medya

YENİ KAVRAM “İÇERİK OLUŞTURUCU EKONOMİSİ”NE GİRİŞ.

D

ünya üzerinde dört buçuk milyardan fazla insan internet kullanıyor. Sosyal medya kullanıcılarıysa 3,8 milyarı aşmış durumda. Çünkü dünyanın herhangi bir yerindeki bir insanla iletişim kurmak, insanlık çağının hiçbir döneminde bu kadar kolay olmamıştı.

Önceleri kitlesel hareketlerin sosyal medyadan yönlendirilebileceğini fark ettik. Toplu hareketler, yardımların ihtiyaç sahiplerine hızla yönlendirilmesini sağladı. Bu sayede sosyal medya ilk defa “ilkokul” arkadaşını bulmaktan öteye gidebileceğini gösterdi. Ardından olaylar çığ gibi büyüdü. Şöyle düşünelim; Japonya’da insanlar günde ortalama 4 saat 22 dakikasını online olarak geçiriyor. Filipinler’de bu rakam dokuz saati buluyor! Evet, ülkelere ve kültürlere göre online olma zamanlarımız değişebiliyor ancak yine de herhangi bir şey için harcadığımız zamandan çok daha fazlasını online ve sosyal medya etrafında geçirir olduk.


Sosyal Medya

Ve elbette bu durum, yeni reklam mecraları arayan markalar için bir kaynak oluşturacaktı. Üstelik birkaç saniyelik reklam için harcanan masrafların çok ama çok daha azına… Bir süredir markaların çoğu, kaynaklarının yüzde 93’ünü etkileyici pazarlama tekniklerine ayırıyor. Fakat mecralarla birlikte artık sistemler de değişti. “Influencer” kavramıyla beraber işler, biraz tersten işlemeye başladı. Yeterli takipçi sayısı olan influncer yeterli değil. Aynı zamanda onun takipçilerinin sizin marka değerinizi algılayabilecek bir yapısı olması gerekiyor. Bu ritmi yakaladıktan sonrası ise çorap söküğü… Zira araştımalar gösteriyor ki özellikle gençlerin yüzde 70’i geleneksel reklam mecralarına değil, influencer’lara güveniyor. İnsanların yüzde 74’ü yeni ürün keşfetmek ya da almaya karar vermek için sosyal medyayı kullanıyor. Ve bu sayede büyüyen influencer pazarından elde edilen gelir, geleneksel bir reklam kampanyasındakinden 11 kat fazla olabiliyor.


Sosyal Medya

Diyeceksiniz ki dijital reklamlar da var. Haklısınız. Ancak Global Web Index araştırmasına göre internet kullanıcılarının yüzde 40’ı reklam engelleme yazılımları kullanıyor. Yani hedef kitleye oynasanız bile yaptığınız reklam, birçok insana ulaşmıyor.

Peki ya influencer’ların ardındaki güç ne? Aslında burada geleneksel pazarlama teknikleri devreye giriyor. Zira eğer kendisi öyle değilse, her başarılı influencer’ın arkasında bir “içerik geliştirici”si hatta ekibi bulunuyor. Amaç; piyasayı araştırmak, yeni teknikler keşfetmek, marka algısını tespit etmek, teknolojiyi ve çağın getirdiklerini en iyi şekilde kullanarak reklam yüzlerini, yani “influencer”ları daha da üstlere taşımak. Bu durum yalnızca influencer’lar için geçerli değil elbette. Yeni medyaya adapte olan şirketlerin yüzde 60’ından fazlası içerik oluşturmak için ekiplerle çalışıyor. Çoğunluğunu genç nüfusun oluşturduğu bu ekipler, internetten sokağa uzanacak marka stratejilerinin temel ayaklarını oluşturuyor.

İlk başlarda sistem yalnızca beğeni toplamak üzerine olsa da şimdiki stratejiler “sadık takipçi” toplamayı amaçlıyor. Üstelik her şey şimdi daha da zor. Zira alıcılar, yalnızca gerçekten güvenilir olanın peşine düşecek kadar akıllı. İşte sosyal medyanın kaygan zemini de burada başlıyor: Anında iletişim. Eğer takipçilerin güveni sarsılırsa bunu anında bildirmekten geri kalmıyorlar. Zira markalar alıcısına ne kadar yaklaştıysa, alıcı da markaya o kadar eş görüyor kendini.


Sosyal Medya

Peki neler yapılıyor? Genel olarak reklamların büyük çoğunluğu Instagram ve Facebook gibi kanallardan yönetiliyor. Ancak gerçek içerik geliştiricilerin çoğu YouTube piyasasından payına düşeni toplamaya başladı bile. YouTube’un diğerlerinden farkı, yükselen bir içerik geliştirici olmak için ya gerçekten alanınızda iyi olduğunuzu (güvenilirlik) ya da kimsenin yapmadığı şeyleri deneyimliyor olduğunuzu (profesyonellik) ispat etme gerekliliği.

Markalar değil de influencer’lar açısından bakarsak; kendinizi öne çıkarmak için konuyu marka gibi ele almanız ve hatırı sayılır bir yatırım yapmanız gerektiğini bilmelisiniz. Öncelikle, kendinize güvenmiyorsanız bir içerik uzmanınız olmalı. Belli bir temanız, sağlam bir akışınız, kusursuz ses kaliteniz ve elbette iyi bir görüntünüz... Bunun için ekipman alışverişlerinde hedef odaklı gitmeniz gerekir. Nereden başlayacağını bilemeyenler için YouTube yine kendi içinde “YouTube İçerik Akademisi” oluşturmuş ve kayıt tiplerinden ilgi çekecek konulara kadar ihtiyacınız olabilecek her şeyi burada paylaşarak size ve elbette kendine fayda sağlıyor.

Ve içerik ekonomisi

Uzun yıllar boyunca “medya”, eğlence ve haber dünyasını yönetti. Yıllarca televizyon programlarını izledik, radyo kanallarını dinledik, gazetecilerin, editörlerin yazdıklarını, büyük yayıncıların kitap ve dergilerini okuduk… Ancak kabul edelim internet işleri değiştirdi. Sevdiğimiz birçok farklı içerik türü bulduk. Daha da önemlisi, bu içeriğin çoğu geleneksel medya şirketlerine ait değildi. Bizim gibi insanlar tarafından yazılmış, konuşulmuş veya filme alınmıştı... Ve bunun bir sonucu olarak, içeriği kendimiz oluşturma güvenini kazandık. Artık insanlar, geleneksel şirketlere ihtiyaç duymadan, hazırladığımız ve dağıttığımız içeriği mutlu bir şekilde tüketiyor ve aslına bakarsanız bunun arkasındaki “marka”yı da çok fazla sorgulamıyor; bir kere kapılırsa peşinden gidiyordu.


Sosyal Medya

İçerik ekonomisi birçok yönden hayallerindeki işi yapan insanlardan oluşuyor. Geleneksel bir işte çalışıyor olabilirsiniz ancak akşamları tercih ettiğiniz aktiviteyi gerçekleştirebilirsiniz. En sevdiğiniz aktivitede profesyonel olabileceğinizi gizlice hayal etmiş olabilirsiniz. Bazı oyuncular, müzisyenler ve sporcular bu hayallerinde sosyal medya sayesinde başarılı oldu. Kabul edelim, birçok insan artık tutkusunu mesleğine sosyal medya sayesinde çeviriyor. Evde oturup bilgisayar oyunları oynayarak, hamlelerinizi yaparken yorum yaparak para kazanılabileceğini kim düşünebilirdi? Kaç amatör yazar zanaatlerindengelir elde edebileceğini düşünürdü ya da arka bahçelerinde komik videolar çeken gençler bu eğlencelerinden para kazanabileceklerini düşünür müydü? Yirmi yıl önce, bir nesil Jackass ekibinin maskaralıklarına hayran kalmıştı fakat gelecekteki oğullarının ve kızlarının yalnızca cep telefonlarını kullanarak benzer videoları daha geniş kitlelerle paylaşacaklarından habersizdi.

İçerik oluşturucu ekonomisi, “en iyi” ya da “ilk yapma” üzerine kurulu bir pazar yeri. Bazı insanlar, özellikle influencer’lar, harika performans gösteriyor ve hatırı sayılır miktarlarda para kazanıyor. Ancak biraz da gerçeklerden bahsedelim. Influencer’ların çoğu çok az kazanıyor ve sağlam bir takipçi kitlesi edinmek için epey mücadele ediyor. Örneğin, YouTube içerik oluşturucularının yalnızca yüzde 3’ü yıllık 17 bin dolardan fazla reklam geliri sağlıyor. Ve ufak bir teknik detay, bunu yapmak için ayda ortalama 1,4 milyon görüntülemeniz olması gerekiyor.