B
azen klasik dönem sanatçılarının arasında bir galeride, bazense
modern sanatın göbeğinde sade ama zarif bir fuayede… Sanat ve tarih
kokan müzelerin içindeki restoranların çoğu dünyaca tanınmış
menüleri ya da Michelin yıldızlı şefleriyle konuklarını bekliyor.
İşte dünyanın en ilgi çekici müze restoranlarının bazıları.
V&A Café, Victoria ve Albert Müzesi, Londra
Victoria ve Albert Müzesi sadece dünyanın en büyük dekoratif
sanatlar ve tasarım müzesi değil, aynı zamanda dünyanın en eski müze
kafesine de ev sahipliği yapıyor. 1868 yılından beri müdavimlerine
hizmet veren Viktorya dönemi odaları James Gamble, William Morris ve
Edward Poynter tarafından tasarlamış. Bugün brie, fıstık ve
baharatlı elmalı chutney gibi yiyeceklerin yanı sıra, akşam
yemekleri için de uygun bir seçim yapabilmenize imkân sağlayan bir
restoran haline getirilmiş. Haşlanmış somon veya kızarmış ördek
budunun ardından hindistancevizi, clementine ve polenta keki de
yiyebilirsiniz. Bununla birlikte Kraliçe Victoria’nın en sevdiği
salatalıklı sandviçler ve bektaşi üzümlü turtalarla tamamlanan
“Pazar ikindi çayı” planı yapmanız da mümkün.
In Situ, San Francisco Sanat Müzesi
New York Times 2016’da In Situ’yu “ülkenin en orijinal yeni
restoranı” olarak nitelendirdi. Nedeniyse tıpkı içinde bulunduğu
sanat müzesi gibi In Situ’nun da menülerini bir küratörle
oluşturması. Sürekli yenilenen menüde dünyanın dört bir yanındaki
ödüllü şeflerin imza yemeklerini deneyebiliyorsunuz. Belki 1986
yılından bir tarif gelebilir önünüze; belki Danimarka’dan, belki de
Brezilya’dan bir şefin imzasıyla! Seçimin küratörlüğünü, üç Michelin
ödülüne sahip Şef Corey Lee yapıyor.
Rijks, Rijksmuseum, Amsterdam
Rembrandt, Van Gogh, Vermeer gibi isimlerin yer aldığı birinci sınıf
Hollanda sanatı seçkisini görmek için Rijksmuseum’a mutlaka
gitmelisiniz. Ardından birinci sınıf bir yemek için kesinlikle
Rijks’e uğramalısınız. Yerel mutfaktan oluşan menüsüyle 2016 yılında
Michelin yıldızı kazanan Rijks, yıl boyunca dünyanın en ünlü
şeflerini de mutfağında ağırlıyor. Geçmiş yıllarda misafir edilen
şefler arasında Berlin’de kendi adını taşıyan restoranın sahibi şef
Tim Raue (Dünyanın En İyi 50 Restoranından biri) ve Singapur’daki
iki Michelin yıldızlı Restaurant André’yi yöneten André Chiang
vardı.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Café Jacquemart-André, Musée Jacquemart-André, Paris
Müzenin galerilerinden birinde yemek yiyormuş gibi
hissetmenizi sağlayan Café Jacquemart-André beklediğiniz deneyimin
fazlasını sunmaya aday. Konağın eski yemek odasında hafif bir öğle
yemeği yiyebilir, bir müzede tadabileceğiniz en iyi Fransız hamur
işlerini deneyebilirsiniz.
Nerua, Guggenheim Bilbao, İspanyaFrank Gehry
tarafından tasarlanan Guggenheim Bilbao, sınırları içerisinde
Dünyanın En İyi 50 Restoranı’ndan biri olan Nerua’yı barındırıyor.
Modern ve minimalist menünün mimarı Michelin yıldızlı şef Josean
Alija ve ekibi. Ekip, yıl boyunca mevsimsel olarak üç kez
değiştirilen beş, dokuz, 14 veya 18 servisli tadım menüsü sunuyor.
Nerua’da viski ve karides soslu maymunbalığı ciğeri, kemik iliği ile
şalgam tatine ve muzlu dondurma ile yucca turtası gibi eklektik bir
çeşitliliğin tadına varabilirsiniz.
The Modern, New York City Modern Sanat Müzesi
Şef Abram Bissell’den mevsimlik bir menü sunan The Modern,
sofistike Amerikan yemekleri adına iki Michelin yıldızına sahip.
Menüde kral yengeç ve baharatlı ekmek kırıntıları ile kömürleşmiş
avokado, siyah yer mantarlı kestaneli ravioli, elmalı kavrulmuş
ıstakoz ve şampanyayla haşlanmış tavuk yer alıyor.