İ
klim değişikliğinin boyutları seyahat deneyimlerinde değişikliklere
neden oldukça, bu konu üzerindeki tartışmalar da derinleşmeye
başlıyor. Ne yazık ki seyahat seçimlerinde üst sıralarda yer alan
büyüleyici destinasyonlar çoğu zaman iklim değişikliğinin etkilerini
en çok hisseden veya en savunmasız yerler olma eğiliminde. Bu
durumun konaklama tesisleri ve seyahat acenteleri üzerindeki
etkileri de oldukça belirgin.
Seyahatlerimiz iklim değişikliğinden nasıl etkileniyor?
Bugünün seyahat tanımı on yıl öncesinden farklı. Zira insanlar artık
azın çok olduğunu düşünme eğiliminde. Mermer ve kristal avizelerden
değil, endüstrinin müşteriye sundukları hizmetlerde dürüstlükten ve
bir inanca sadık olmaktan bahsediyoruz. Çevresel sürdürülebilirlik,
turizm endüstrisinin gezegene yönelik etkilerini azaltmak için
mümkün olan her şeyi yapmasını talep eden duyarlı müşterilerle
geleceğe doğru ilerliyor. Bununla birlikte turizm endüstrisi, iklim
değişikliğiyle mücadele etmek ve sera gazı emisyonlarını azaltmak
için bir araya gelme gayreti içinde. Küresel gelişmelere
baktığımızda dünyanın en büyük otel zincirlerinden bazılarının
karbon ayak izlerini azaltmak amacıyla ciddi yatırımlar yapmaya
başladığını görüyoruz. Cruise şirketleri motor egzozlarını zararlı
sülfürlerden arındırıyor ve gemilerine biyoyakıtlarla güç sağlıyor.
Turizm şirketleri, hem acentelerine hem de müşterilerine küresel
ısınmadaki rollerini ve seyahat ederken bunu nasıl azaltacaklarını
öğretiyor. Kaliforniya’dan Karayipler’e kadar uzanan popüler
destinasyonlar, karbon ayak izlerini azaltmak için altyapı ve eğitim
çabalarına yatırım yapıyor. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’ne göre,
bu çabalar ilhamını kısmen 2015 yılında imzalanan Paris
Anlaşması’ndan alıyor. Anlaşma, sıcaklık artışlarını
endüstriyelleşme öncesi seviyelere kıyasla iki santigrat derecenin
altında tutarak dünya çapında karbon emisyonlarını azaltmayı
amaçlıyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Tüketiciler ne istiyor?
Sel ve heyelanla sonuçlanan şiddetli sağanak yağışlar, sıcak hava
dalgaları ve mevsimlerin altüst oluşu, iklim değişikliğinin boyutunu
hepimiz için gözler önüne seriyor. Duyarlı tüketiciler günlük
hayatlarında çevresel ayak izini azaltmak için belli değişimleri
yaşam stili haline getirirken, seyahat tercihleri de bunun bir
parçası olarak bu değişimden nasibini alıyor. Günümüzde gideceği
destinasyonun ya da konaklayacağı tesisin iklime duyarlı
uygulamalarını öncelik olarak belirleyen bilinçli tüketicilerin
sayısı artıyor. Örneğin konaklayacağı tesisin restoranında ya da
plajında plastik pipet kullanımından rahatsızlık duyan, odalarda
sunulan kişisel bakım ürünlerinde mikroplastiklerin varlığından
hoşnut olmayan, tesisin turizm faaliyetleri sonucu ortaya çıkan
kirlilik ve atıkların bir parçası olmayı şiddetle reddeden
tüketiciler var. Turizm endüstrisi tehlikenin ve taleplerin
farkında; bu da imkân ve faaliyetlerinde iklim dostu uygulamaları
hayata geçirmeyi zorunlu kılıyor. Aslına bakarsanız üzerinde
yaşadığımız ve “evimiz” dediğimiz gezegenin iyiliği de bunu
gerektiriyor.