Haziran 2021

2030’da güzellik kavramı neye benzeyecek?

guzellik

GÜZELLİĞİN DİJİTAL HALİ…

2

020 sonrası dünyamızda güzellik ne anlama gelecek? Yaşadığımız bu kapanma dönemi kendimizde ve başkalarında neyin arzu edildiğine dair anlayışımızı nasıl değiştirdi? Önümüzdeki yıllarda bireyler güzellik kavramını nasıl algılayacak? Bunlar, Lucy Hardcastle Studios’un trend istihbarat platformu LS: N Global’da yayımlanan yeni içgörü raporu “Absent Beauty”de yanıtlamaya çalıştığı sorular. Lucy Hardcastle Studios, güzellik anlayışımızın geçen bir yılda geçirdiği değişimleri ve etkileri incelemek için interaktif teknoloji ve 3D görseller kullanıyor.

Bu çalışmadan ortaya çıkan rapora göre güzellik, bir bireyin çeşitli ritüeller veya günlük eylemler (ör. makyaj uygulaması veya Instagram filtresi kullanımı) yoluyla gösterebileceği bir şey haline geldi. Absent Beauty bu güzellik ritüellerini gerçekleştirdiğimiz üç ana alan olduğunu – vücut, ev içi, sanal alan– ve geçen yılın bu alanlarla ilişkimizi / anlayışımızı dramatik bir şekilde yeniden yönlendirdiğini öne sürüyor.

Askıya alınmış hayatlar yaşadığımız için etkileşimlerimiz büyük ölçüde kendimizle ve ev içi alanlarımızla sınırlı kaldı. Görünen o ki başkalarıyla yaptığımız etkileşimler azaldıkça kendi alanlarımıza daha çok odaklandık. Kendi bedenimiz ve evlerimizin duvarları arasında kaldığımız dönemde sağlık, artık birey tarafından geliştirilmesi gereken son derece kişisel bir eylem haline geldi.

Kendimizi dış dünyaya sunduğumuzda, bunu teknolojiyle yapıyoruz. Üstelik bu teknolojik evrende, kendimizin dünyanın gördüğü versiyonunu dikkatle düzenleyebilecek haldeyiz.


guzellik

Buraya kadar olanlar fazlaca soyut geldiyse başka şekilde düşünelim: Bir zamanlar başkalarının becerilerine dayanan saç kesimi veya cilt bakımı bile büyük ölçüde bireyler tarafından evde yapılan “güzelleştirme” eylemleri arasına girdi. Sosyal medyada kendimizi göstermek istediğimiz şekilde gösterdik, Zoom’da görünüp görünmemeyi yine kendimiz seçtik ve bu durumda öz sunumumuz oldukça kontrollü bir hale geldi.

Üstelik piyasaya sürülen yeni cihazlar evde bakımı oldukça kolaylaştırıyor. Peki tüm bunlar geleceğimiz için ne anlama geliyor? Hardcastle’a göre, yeniden canlandırılmış gerçekliğimiz öncekinden çok farklı olacak; “Gerçek dünya gibi hissettiren bir ortamda, teknolojinin de desteğiyle kişinin kendi vücudu üzerinde kontrol sahibi olması paha biçilemez bir keyif haline geldi ve bu durum hız kesmeden ilerleme göstermeye devam edecek.” Rapora göre bu şekilde kendi evrenimizin merkezinde olmaya devam edeceğiz. Ve bu da aslında kendi biyolojimizi anlamak için yeni yollar açacak. Biz kendi biyolojimizin daha fazla farkına vardıkça ve teknolojiye daha bağımlı hale geldikçe vücudumuzu da bir makine olarak algılamaya başlayacağız. Bu durumda biyolojik işlevlerimiz birer veri noktasına dönüşecek; fiziksel ve zihinsel sağlığımız ölçebileceğimiz şeyler olacak.


guzellik

Bunun için gerekli çalışmalara çoktan başlandı bile. Egzersiz rutininizi kontrol eden, uyku analizi yapan, vücut ve solunum hızınız ile yaşam için gereken tüm sinyalleri izleyerek raporlayan Oura yüzüğü bunlardan biri. Hardcastle’a göre 2030 yılına kadar insanlar günde ortalama 10 saat ekran başında kalacak. Bu, bugünkü ortalamalarımızın yaklaşık dört katı daha fazla zaman demek. Teknolojiyle donatılmış gerçekliğimizde bu sefer gözlerimiz “fizyolojik nostalji” alanları arayacak. Bu anları tetiklemek için elbette yine sizi rahatlatacak manzaralar oluşturacak; beyin dalgalarını kullanarak kendinizi iyi hissettiğiniz bir parfümü koklama deneyimi yaratacak dijital yardımcınızla aradığınız “fizyolojik nostalji”ye kavuşacaksınız.


guzellik

Bugün artık sıradan dijital objeler haline gelmiş akıllı saatlerin yerini “ortam saatleri” alacak. Özellikle uykunun güzellikle ve yaşam standartlarıyla ilgisini artık biliyoruz. Google Nest Mini gibi cihazlar bugün, uykuya girmek isteyen zihninize rahatlatıcı yağmur sesi ve şömine çatırtıları çalabilir. Ancak daha gelişmiş bir dünyada uyku vaktimiz geldiğinde biyolojik saatimizin ihtiyacı olan ses ve ışık ortamını bizim için yapacak, ihtiyaç duyduğumuz koku, ses ve hatta sıcaklığı bulunduğumuz ortama yayacak güncellemeler bizi bekliyor.

Örneğin tek kullanımlık kâğıt maskeler ne kadar ileri gidebilir? Cilt bileşenleri birçok katmandan oluşur ve günlük bakımınız sırasında siz yalnızca üst tabakalara ulaşabilecek çözümler üretebilirsiniz. Ancak Franz HQ elektrospinning teknolojisi ile bunu değiştirmeye geliyor. Yüzünüze ince elektrik alanları uygulayacak, ardından nano boyutlu lifler oluşturarak cildinizi yenileyecek.

İhtiyacınıza göre cilt makyajı yapacak makineler, her türlü güzellik ihtiyacınızı gidermeye odaklı teknolojiler… Bunların hepsi önümüzdeki on yıllarda piyasada olacak. Bununla birlikte güzellik ihtiyaçlarımızın ne yönde değişeceğini anlamak için biraz daha beklememiz gerekecek gibi görünüyor.