ROLLS-ROYCE

O

tomobil sevenlerin bildiği bir gerçek var: Rolls-Royce, bir otomobilden daha fazlasıdır. Ve aslında buna inanmak için ürettiklerini takip etmek yeterli. Ama burada yalnızca markanın ürettiği otomobillerden değil, hayalini kurduğunuz biricik otomobile ulaşmanız için onların yapabileceklerinden de bahsediyoruz. Yetenekli zanaatkârlar ve tasarımcılardan oluşan Bespoke (ısmarlama) ekibi işte bunun için var. Yani hayallerinizi bir Rolls-Royce kalitesinde garajınıza yerleştirmek için… Eğer bunu istiyorsanız, Bespoke’un en özel bölümü Coachbuild’i seçip benzersiz yaratım sürecini yaşayabilirsiniz. Burada kâğıt üzerine çizilen bir tasarımla başlayan hayal, hiçbir sınırlama ya da kısıtlama yaşamadan gerçek şekillere dönüşüyor.

Türünün tek örneği ve tamamen isteğe bağlı yapılan tasarım otomobiller, haute couture’ün otomotivdeki karşılığı diyebiliriz. Üstelik bu yalnızca kişiye özel bir araç sahibi olmak değil, aynı zamanda Rolls-Royce tarihine adını yazdırmak anlamına da geliyor. Yalnızca davetiyeyle sunulan bu hizmet; olağanüstü başarıya, kültüre ve vizyona sahip bireylere, tamamen orijinal bir otomobil üretme ve markanın efsanevi tarihinde hak iddia etme olanağı sunuyor. Aradığınız lüksse, Coachbuild hizmeti kesinlikle bir lükstür.

Coachbuild, tasarımcıları ve mühendisleri mükemmeliyetçilikle bir araya getiriyor ve işi aynı mükemmellikte tamamlıyor. Zanaatlarının zirvesindeki bireyler olarak, görevlendirildikleri projelerin her yönüne titiz bir beceri ve sınırsız yaratıcılık katmak için çalışıyorlar. Ama bu yaratıcılık yalnızca uzmanların sahip olduğu bir şey değil. Zira fikir sahipleri Bespoke avantajlarını gerçek birer sanat eserine dönüştürebiliyor. Örneğin şimdi bir otomobil düşünün ki tüm detayları Rolls-Royce ve Hermès’in incelikleriyle tasarlanmış olsun! Bu durumda ortaya çıkan otomobilin adı: Phantom Oribe! Bu özel parça Japon girişimci, sanat koleksiyoncusu ve süper otomobil meraklısı Yasuka Maezawa’nın isteği üzerine hayata geçirilmiş. Dolayısıyla onun sahip olduğu vizyon ve sanat aşkı Phantom Oribe’nin tüm detaylarında kendini gösteriyor.

Ön konsolunda Hermès’in ikonik at figüründen elle boyanmış detaylar, moda evinin imza eşarplarının tasarımcısı Pierre Péron’dan ilham almış. Kraliyet ceviz ağacının kusursuz şekilde kullanıldığı hoparlör perdeleri ise gerçek bir işçiliği yansıtıyor. Deri döşemelerde Hermès’in binicilik mirasını da görmek mümkün. Eyer ustalarının kullandığı dikiş ve kenar boyama teknikleri bunun en güzel örneği. Deriyi tuval vurgularıyla uygulayansa Rolls-Royce zanaatkârı Enea Green’in ta kendisi. Direksiyon simidi, vites ve otomobilin havalandırma ayarları için eklenen ayrıntılara kadar uzanan deri; üst gösterge paneli, iç sütunlar, torpido gözü, orta konsol, şampanya soğutucusu gibi detayların üzerinden devam ederek otomobilin iç aksamında bir bütünlük oluşturacak şekilde yerleştirilmiş. Phantom Oribe doğu ve batının, eski ve modernin birleşimi. Ama bunun ötesinde bir müşterinin vizyonunun tasarım ve uygulamaya nasıl yansıyacağının da ispatı.