Eylül 2022

17. İstanbul Bienali başlıyor!

Eylül

BU SEFER DAHA FARKLI BİR BİENAL!

S

onunda Bienal zamanı geldi! Ancak bu yıl sanatseverlerin alışık olduğundan farklı bir Bienal düzeni bekliyor bizi. 17. İstanbul Bienali sekiz haftalık olağan süresinden daha erken başlayarak çok daha uzun süre devam edecek. 17 Eylül’de başlayan, tüm duyuları harekete geçirmeyi amaçlayan ve görsel sanatların ötesine uzanan çok disiplinli üretimlere ev sahipliği yapacak bienal 20 Kasım’da sona erecek. Bienal kapsamında aralarında sahafların ve kafelerin de bulunduğu birçok farklı mekân ve özellikle de şehrin belleğinde yer etmiş küçük ve samimi alanlar da ağırlanacak.

Eylül

Üstelik farklı olan tek şey zamanlama değil. 17. İstanbul Bienali alışık olduğumuz tema ya da başlık konseptini farklı bir noktaya taşımış ve eserler kompostlama sürecine benzer bir şekilde bir araya getirildi. Organik atıkların bir araya gelerek çürütüldüğü ve yeniden doğaya karışmaları sağlanarak dengeyi-döngüyü korumak için seçilen bir yöntem olan kompost, bu yılın esin kaynağı.

Küratoryal ekip, “İnsan türünün yol açtığı bu sağlık krizi hem derin bölünmeleri hem de toplumsal ve ekonomik yaşamı düzenleyen normların sürdürülebilir olmadığını gözler önüne serdi. Böyle bir dönemde bir güncel sanat bienalinin amacı ne olabilir?” sorusundan hareketle bu bienalde uluslararası güncel sanat platformlarının varlık sebepleri ile sahip oldukları potansiyelin gözden geçirileceği bir zemin hazırlamayı hedefliyor.



Eylül

Peki sanatseverleri başka neler bekliyor?
Bienal, İstanbul’un belleğinde yer etmiş mekânlar ve buluşma noktalarına yayılacak. Kimi tek seferlik, kimi aylarca kullanılacak fiziksel ve dijital mekânlarda gerçekleşecek gösterimler, fikir alışverişleri, konuşmalar ve sergilerden oluşan geniş çaplı bienal programı, birbiriyle iç içe geçen altı ekseni keşfe çıkıyor: Jeo-poetika/Temel Politika, üzerinde yaşadığımız gezegenin temel kaynakları için verilen mücadelelerin altını çiziyor. Haberler ve Pedagoji eksenlerinde şekillenen projeler, kamusal alanların daraldığı ve bilginin özelleştiği bir çağda bilgi edinme ve eğitim süreçlerinin işleyişini yeniden düşünme fırsatı sunuyor. Kadim Çözümler ekseni, günümüzün çetin sorunlarına, modernitenin bir kenara ittiği, çizgi dışında kalan pratiklere bakarak anlam vermeye çalışıyor. Sinestezi, farklı sanat formları ve disiplinler arasındaki duyumötesi yolları keşfe çıkarken (An)arşivleme, geçmişten gelen kaynakları toplamak yerine kullanıma sokarak bir araya getiren sanatçılara hitap ediyor.

Eylül

Küratörlüğünü Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’in üstlendiği 17. İstanbul Bienali, sanatçı, düşünür, yazar, şair, araştırmacı, mimar, radyo programcısı, balıkçı, aktivist, stand-up komedyeni, şef, etnomüzikolog, ornitolog, deniz bilimci, kukla ustası, müzisyen gibi pek çok farklı disiplinde 500’ün üzerinde katılımcının projelerini bir araya getirecek.

Son olarak bizi neyin beklediği hakkında ilham içeren küratoryel metnin girişine bir göz atalım:
“Bu bienal tatlı, olgun meyvelerle kaplı ulu bir ağaç olmak yerine kuşların uçuşundan, bir zamanların bereketli denizlerinden, yerküreyi yavaşça yenileyen ve besleyen kimyadan bir şeyler öğrenme arayışında. Belki bu bienal büyük bir toplanma ya da tek bir zaman ve mekânda yapılan planlı bir buluşma değil, bir dağılma, gözden uzak bir mayalanmadır. İplikleri bir araya gelir, çoğalır, ayrılır, gürültülü bir zirveye ya da nihai bir düğüme ulaşmadan yer yer kesişir. Bırakın bu bienal de kompost olsun. Vaktinden önce başlayabilsin, bittikten çok sonra da devam edebilsin.”

Daha fazla bilgi almak için: https://bienal.iksv.org/