J
apon Edebiyatı son birkaç yıldır yayınevlerinin takvimleri
arasında yerini alınca, bize de keyfini sürmesi kaldı. Klasiğinden
modernine, dramından polisiyesine Japon Edebiyatı ve onun harika
yazarlarından kaçırmanızı istemediklerimizi sizin için derledik.
Naomi: Bir Budalanın Aşkı – Junichiro Tanizaki
Karakteri Kawai’nin, Naomi isminde bir kıza olan tutkulu aşkını anlatan
Tanizaki, diğer kitaplarında olduğu gibi Bir Budalanın Aşkı’nda da arka
plana, ülkesinin batılılaşma sürecinin sancılı geçişlerini alıyor. Saplantı ve
tutku Tanizaki’nin belki de en keyifle anlattığı iki duygu.
Şeytanın Çırağı – Shiro Hamao
Japon polisiyesinin temelini attığı söylenen Shiro Hamao’nun iki novellası
bu kitapta buluşuyor. Aynı zamanda eski bir savcı olan Hamao, ilk
kısa romanda hikâyeyi ağzından da dinlediğimiz kişinin bir cinayetle
suçlanmasını anlatıyor. İkinci kısa roman “Onları Öldürdü mü?” suçunu
kabul eden bir adamın masumiyetinin peşinden sonuna kadar koşan bir
avukatın öyküsünü dinletiyor bize.
Kumların Kadını – Kobo Abe
Kobo Abe, Kumların Kadını’nda herkesin ortadan neden kaybolduğunu
anlayamadığı ve bunu araştırmaya başladığı bir adamın, böcek toplama
yolculuğuna çıkışını anlatıyor. Farklı kurgusuyla hemen her şeyi kumdan
inşa edebilen yazar Kobo Abe, atmosfer yaratımında inanılmaz detayları
ortaya koyan bir roman yazmış.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Katil – Kanae Minato
Başka bir polisiye yazarı, Kanae Minato. Ona da Japon polisiyesinin
kraliçesi diyorlar! İlk romanı İtiraflar ile tüyleri diken diken eden
alışılmadık bir kurguya imza atmıştı. İkinci kitabı Katil ise tam “Çözdüm”
dediğinizde sonuçtan ne kadar uzakta olduğunuzu gösterecek denli sihirli
bir kurguyla yazılmış. Tokyo’dan beş öğrenci, birlikte uzak bir köyde
birkaç gün geçirmek üzere yola çıkar. Güzel başlayan tatilleri fırtınalı
bir gecenin sonunda tamamen değişir. Üç yıl sonra, hepsinin onları
katil olmakla suçlayan isimsiz mektuplar almaya başlamasıyla, eski sınıf
arkadaşları yeniden bir araya gelir.
Sanşiro – Natsuma Soseki
Modern Japon romanının en önemli temsilcilerinden Natsume Soseki’nin
ince mizah ve sonsuz masumiyetle örülü bu romanı, 23 yaşındaki
Sanşiro’nun yaşadığı küçük yerden ayrılıp üniversite için Tokyo’ya
gitmesiyle başlıyor. Şehrin kalabalığı, yeni insanlar, akademik çevreler ve
hepsinden önemlisi kadınlar arasında Sanşiro, yaşamını zenginleştirmenin
yollarını arıyor.
İnsanlığımı Yitirirken – Osamu Dazai
İkinci Dünya Savaşı sonrası önde gelen Japon yazarlarından olan Osamu
Dazai’nin ikinci romanı İnsanlığımı Yitirirken, kuzey Japon aristokrat bir
ailenin geleneklerinin dağılması ile Batılı fikirlerin etkisi arasında kalan
genç bir adamın dokunaklı ve büyüleyici hikâyesini anlatıyor. Karakterinin
zamanla kendini insanlıktan yoksun hissettiği bu roman, bireyciliğin ve
toplum karşıtlığının “salgın” gibi yayıldığı bir coğrafyada varoluşçuluk
tohumları serpiyor.