B
elçikalı Albert Van Limbergen, sıradan bir günde televizyon
kanalları arasında dolaşırken bir habere rastlar. Haber,
Fransa’da bulunan lavantalı kruvasanlarıyla ünlü bir fırınla
ilgilidir. Emekli nakliye uzmanı Limbergen de haberi izleyen
binlerce başka insan gibi “Ne güzelmiş,” deyip geçebilirdi belki. Ama onun
lavantalara ve yolculuklara zaafı vardı.
CNN Travel’a verdiği röportajda “Haberi izlerken Fransa’ya gitmek için bir
neden bulduğumu fark ettim,” diyen Limbergen, “çünkü seyahat etmek
için bir amacım veya nedenim olmadan nasıl yaşayabilirim bilmiyorum, “
diye anlatıyor bu macerayı. Hikâyeyi biraz sona sararsak bu tatlı tesadüf
Limbergen’in Belçika’dan Fransa’ya kadar bisiklet sürmesine neden
olacaktı. Ve bu tam 1400 kilometre boyunca pedal çevirmek anlamına
geliyordu.
28 Haziran 2022’de Belçika’nın Liege kentinin hemen dışındaki evinden
çıkan Limbergen, Güney Fransa’ya iki hafta sonra 12 Temmuz’da ulaştı.
Kırmızı şapka, sarı polo tişört ve siyah bisiklet şortuyla Belçika bayrağının
renklerini üzerinde taşıyan Limbergen’in yaptığı ilk şey elbette fırına
gitmek oldu.
Soluk menekşe rengindeki lavantalı kruvasanların mimarı Frederic
Roy, Limbergen’in geleceğini biliyordu. Zira onun sevdiği şeylerin
peşine düştüğünü bilen arkadaşlarından biri ona daha önce bir mektup
göndermişti. Mektupta nüktedan bir dille haziran sonunda Limbergen’in
bisikletiyle orada görünme ihtimalinden bahsediyordu. Ardından
Limbergen’in başka bir arkadaş grubu ise tatillerini yaparken fırını ziyaret
ederek Roy’a Albert’ten bahsetti. Bu sefer birbirlerinin numaralarına
ulaşmışlardı ve haziran seyahati için plan yapıldı.
Bir uyku tulumu, bir çadır, yedek kıyafet ile yola çıktı Limbergen.
Tıpkı planladığı gibi Belçika’nın Ciney ve Dinant şehirlerini geçerek
Charleville-Mézières yakınlarında Fransa’ya ulaştı. Burgundy’nin üzüm
bağlarının ardından Lyon’a yöneldi ve Rhône Nehri’ni takip ederek
Valence’e gitti. Burada Col de Cabre dağ geçidinin 1,180 metrelik zirvesini
aşmaya hazırlandı. Zirveyi geçtiğinde ilk ödül onu bekliyordu: kuzey
Porvence’ın sonsuz lavanta renkli manzaraları. “Otoyollardan, yoğun
bölgesel yollardan ve arabalardan mümkün olduğunca kaçınmak için daha
küçük kırsal yollar boyunca dikkatlice bir rota planladım,” diye anlatan
Limbergen bu yolculukta günde ortalama 12 saat (duraklar dahil) ve 100
kilometre (62 mil) yol yaptı.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Tüm yol boyunca artık uzaktan iki arkadaş olan Limbergen ve Roy sürekli
iletişim halinde kalmışlar. Frederic Roy arkadaşının hangi restoranda mola
verdiğini, hangi kamp alanında çadır attığını yol boyu takip etmiş. Ayrıca
10 bin takipçili Twitter hesabından da bu ilerlemeleri paylaşmayı ihmal
etmemiş ve günün rotasının haritasını buradan yayımlamış. Albert Van
Limbergen nihayet taze kruvasanlarına kavuştuğunda yerel bira ve kırmızı,
siyah ve sarı renklerdeki balonlarla karşılanmış.
Bu seyahatin esas mimarı kruvasanlara gelince… Frederic Roy, lavantalı
kruvasanlarını ilk olarak iki buçuk yıl önce yapmaya başlamış. Ahududu,
antep fıstığı, çikolata-muz ve fındık aromalı kruvasanların yanına yenisini
de böylece eklemiş. Ülke genelinde satılan kruvasanların yüzde 80’inin
hazır ya da dondurulmuş olarak satıldığı bir dönemde Roy el yapımı
kruvasanları için hâlâ her sabah 4.30’ta tezgahının başına geçiyor. Yüzde
yüz saf Fransız tuzsuz tereyağı kullanılarak yapılan kruvasanları yapmak
toplamda üç gün sürüyor. Tüm bunların sonunda ne hafta sonunda
kapının önünde oluşan kuyruk ne de onlara ulaşmak için 1400 kilometre
pedal çevirmek tesadüf olmasa gerek…
Kaynak: CNN Travel