S
ahip olduklarımızda, ilişkilerimizde, başarılarımızda amansız
bir mükemmellik arayışının strese, kaygıya, hatta depresyona
yol açabileceğini hepimiz biliyoruz. Bazen yapılacaklar listemiz
hiç bitmiyor, bazen trendlerin peşinde koşarak en mükemmeli
arıyoruz, sonrasında kusursuzu ararken yoruluyoruz. Wabi-sabi işte
tam da bu noktada hayatın kendi akışında kusurlarıyla güzel olduğunu
söylüyor.
Bu Japon felsefesini tanımlamak zor olsa da, basitleştirilmiş anlamını
“az çoktur” anlayışına odaklanarak kusurlu sadelikten zevk almak olarak
açıklayabiliriz. Wabi-sabi modern dünyanın mükemmellik takıntısından
kaçış sunarken, kusurları anlamlı ve kendi akışında güzel olarak kabul
ediyor. Günlük hayatta kolayca uygulanabilen wabi-sabi daha mutlu
bir yaşam ve sahip olduklarımızla kendiliğinden gelen saf bir mutluluk
vadediyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Kusursuzluk, wabi-sabi’nin temel ilkesi olarak görülüyor. Bu Japon
felsefesi bizi günlük hayatımızda sahip olduklarımızın güzelliğine
odaklanmaya ve “olması gerekeni” yerine getirmek için kendimizi
hırpalamak yerine, yaşamı kutlamaya teşvik ediyor. Özgünlük de wabisabi’nin büyük bir parçası
olarak tanımlanıyor, örneğin zamanın
geçişini ve sevgiyi simgelediği için çatlaklar, kırıklar ve kusurlar el
üstünde tutuluyor. Evde wabi-sabi’yi kucaklamak, sürekli daha fazlasını
arzulamadan mevcutla yetinmeyi öğretiyor. Bize sabit nesnelerin bile
değişime ve bozulmaya tabi olduğunu gösteren wabi-sabi’yi kucaklamak
aynı zamanda hiçbir şeyin kalıcı olmadığını anlamak demek.
Japonlara göre wabi-sabi kırılmış ve yeniden yapıştırılmış seramik bir
kasede, bahçede yetiştirilen garip şekilli bir domateste, dünden kalanlarla
hazırlanan bir akşam yemeğinde, ağaçtan yere düşen bir kiraz çiçeğinde,
yıpranmış ahşap bir kapıda, çoraptaki bir yamada bulunabilir. Bir başka
deyişle wabi-sabi basit, mütevazı ve kusurlu olan her şeyin kabul edilip
olduğu haliyle sevilmesidir.
Aslında yapılması gereken tek şey bakış açımızı değiştirmek. Belki
de kusurlu olmanın verdiği huzuru keşfedip kusurlarımıza sevgiyle
yaklaşmaya başlayacağımız gün bugündür; ne dersiniz?