M
ichelin dünyasından bir isim için mutfak ikonu denildiğini
duyarsanız bilin ki Alain Ducasse’dan bahsediliyordur. Zira
her biri üçer Michelin Yıldızı’na sahip üç restoranı olan ilk
şef olmasının yanı sıra, dünyada toplamda yirmiden fazla
yıldıza layık görülen iki şeften biri. O kendini zanaatkâr olarak tanımlasa
da mutfak söz konusu olduğunda aynı zamanda bir sanatçı, bir yönetici
ve birçokları için kusursuz bir öğretmen. 50 yıllık meslek hayatı içinde
sayısız kaliteli restoranda imzası olan Ducasse şirketi tarafından kurulmuş
onlarca atölye bulunuyor. Ancak onu tanımlayan bir başka alan var ki o da
kesinlikle çikolata!
Tıpkı restoranda olduğu gibi lüks çikolata dünyasında da çıtayı çok
yukarılara taşıyan Ducasse’ın Manufacture de Chocolat’sı 2013 yılında
Paris’te açıldı. Olağanüstü çikolata, pralin ve ganajlar yaratmak için
onunla çalışan baş çikolatacı Quentin Francis-Gaigneux’nün uzman
gözetiminde açılmasının ardından ünü hızla dünyaya yayıldı -ki zaten
bekleniyordu. Marka şimdi de dünyadaki üçüncü ve Birleşik Krallık’taki
ilk çikolata üretim tesisini Londra’daki Borough Yards’ta faaliyete
geçirdi. Tesis şimdilerde Fransa, Japonya, Almanya ve Birleşik Krallık’ta
olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki diğer 38 Alain Ducasse çikolata
mağazasıyla birlikte faaliyet gösteriyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Ducasse’ın kakao çekirdeklerinden başlattığı serüven, meyveler, çeşitli
otlar ve baharatların da dahil olduğu bir şölen yaratıyor. Sicilya fıstığı ve
bademiyle Napoliten fındıkları pralinlerinin en sevilen lezzetlerinden.
Ducasse, çikolatanın tadını şekerden bağımsız olarak almanız için elinden
geleni yapıyor. Farklı tatları olağanüstü bir titizlikle birleştirdiği 50’den
fazla lezzeti elde ediyor. Elbette tüm bu süreçler geleneksel yöntemler
kullanılarak ve müthiş bir planlamayla yürütülüyor. Ancak lezzetlere
gelince işin rengi değişiyor. Mısır, nohut karabuğday gibi malzemelerden
tatlılar ya da zeytinyağlı Gelato ve taze ot sorbe gibi aklınıza gelmeyecek
lezzetler yine onun keskin zekâsının altından çıkıyor. Belki de onu bunca
sene başarı merdivenlerinin en üstünde tutan birincil şeylerden biri
yeniliğe olan tutkusu. Yoksa Japonya’da denediği tütün aromalı çaydan
esinlenerek puro kokusu tadında bir dondurma yaratmayı ondan başka
kim düşünebilirdi ki?