D
oğanın büyüsüne kapılmak, vahşi yaşamın en saf ve etkileyici
haliyle tanımlanabileceği yerlere yolculuk yaparken başlar.
İnsanlık tarihinin derinliklerinden gelen bir içgüdü olan
keşif isteği, bizi vahşi doğanın gizemlerini çözmeye ve
doğanın muhteşem güzelliklerini keşfetmeye yönlendirir. Dünyanın dört
bir yanında yer alan vahşi yaşam bölgeleri, macera arayışında olanlar
için sınırsız olanak sunar. İşte, dünyanın en etkileyici vahşi yaşam
destinasyonlarından bazılarına yakın bir bakış...
Atsinanana Yağmur Ormanları, Madagaskar
Atsinanana Yağmur Ormanları, Doğu Madagaskar’da 13 özel vahşi yaşam
alanı ve 6 milli parktan oluşan bir dünya mirası alanı olarak biliniyor. Bu
yağmur ormanları, Madagaskar’ın son 60 milyon yılda izole bir şekilde
evrimleşen eşsiz vahşi yaşamı için kritik öneme sahip ekosistemler… Milli
parkları ziyaret ettiğinizde dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan
hayvanları görme imkânına sahip oluyorsunuz. Bu türler arasında lemur,
fossa, bukalemun, tenrek ve brookesia bulunuyor. Madagaskar’ın yağmur
ormanlarını ziyaret etmek için en iyi zaman ağustos-aralık ayları arası.
Temmuz ve eylül ayları arasında hava genellikle güneşli ve kuru oluyor; bu
dönemde kıyı açıklarında kambur balinalar görülebiliyor. Ekim ve kasım
ayları arasında ise lemur yavruları doğmaya başlıyor, dolayısıyla bu aylar
bebeklerin doğumunu görmek için ideal zamanlar olarak tanımlanıyor.
Okavango Deltası, Botswana
Afrika’nın 7 doğa harikasından biri olarak kabul edilen Okavango Deltası,
Botsvana’nın her daim yeşil kalan mücevheri… Dünyanın en büyük iç
deltası olan geniş Okavango Nehri, Kalahari Çölü’nün kuru kumlarına
gömülerek kristal berraklığında lagünler ve kanallar, sazlık adalar ve
verimli taşkın yatakları ile yemyeşil ve suyla dolu bir vaha yaratıyor. 15.500
km²’den fazla bir alana yayılan Okavango Deltası’nda yılın üçte ikisi kurak
geçse de kış aylarında yükselen sel suları bataklıklar, küçük ormanlık
adalar ve sığ lagünlerden oluşan bir labirent yaratıyor. Karanın suyla
bulanıklaştığı deltanın kenarlarında üreyen fil sürüleri sığ kanallardan
hafifçe sıçrıyor, bir zürafa ailesinin uzun boyunları delta siluetinden
yavaşça çıkıyor ve zarif sitatunga antilopları sazlıklarda saklanıyor. Burası
sabahları yaban köpeklerinin yaramazlıklarını izleyip öğleden sonra
balık tutmak için olta atabileceğiniz, bir ormanın gölgesinde uyanıp
dolunayda devasa bir baobabın dalları altında akşam yemeğinin tadını
çıkarabileceğiniz özel bir bölge… Eylül sonundan kasıma kadar süren yaz
ayları, kuş gözlemciliği yapmak ve manzarayı en yeşil haliyle görmek için
en iyi zaman!
Yala Ulusal Parkı, Sri Lanka
Yala Ulusal Parkı, Sri Lanka’nın güneydoğusunda orman, otlak ve kristal
mavisi lagünlerden oluşan geniş bir alanı kapsıyor. Bu park, akıllara
durgunluk veren bir vahşi yaşama ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında Sri
Lanka leoparları, Sri Lanka filleri, Sri Lanka tembel ayıları ve çeşitli diğer
memeliler, sürüngenler ve kuşlar yer alıyor. En iyi vahşi yaşam gözlemi
için Yala Milli Parkı’nı şubat ve haziran ayları arasındaki kurak mevsimde
ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Hava yıl boyunca ılık oluyor; bununla
birlikte eylül ayından aralık ayına kadar Kuzeydoğu musonu tipik olarak
adayı vuruyor ve beraberinde fazlaca yağmur getiriyor. Bu arada eylül ayı
boyunca park genellikle bakım için kapalı oluyor, aklınızda bulunsun.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Osa Yarımadası, Kosta Rika
Hayvan gözlemciliğini macera ile birleştirmek istiyorsanız, Kosta Rika
gezegendeki en iyi vahşi yaşam destinasyonlarından biri olabilir. Kuş
gözlemciliği açısından muhteşem fırsatlar sunan bu Orta Amerika
ülkesinde 800’den fazla yerli kuş türü bulunuyor. Ayrıca yüzden fazla
yarasa, kurbağa ve yılan türünün yanı sıra timsah, kayman, tembel
hayvanı, tukan ve Baird tapiri de burada görme şansına sahip olacağınız
türler arasında yer alıyor. Osa Yarımadası’ndaki Corcovado Ulusal Parkı
ise jaguar, puma, ocelot, margay ve jaguarondi olmak üzere beş kedi
türüne ev sahipliği yapıyor; sularında yunuslar ve balinalar yaşıyor. Osa
Yarımadası, Kosta Rika’nın geçmişine göz atmak için de harika bir yer.
Eski altın madeni köyleri ziyaretçileri kırsal Tico yaşamıyla tanıştırırken,
Kolomb öncesi döneme ait muazzam taş küreler arkeologları şaşırtmaya
devam ediyor. Osa Yarımadası’nı ziyaret etmek için en iyi zaman ocak
ayından nisan ayına kadar süren, az yağışlı ve güneşli havanın hâkim
olduğu kurak mevsim.
Etosha Ulusal Parkı, Namibya
Engebeli sahil şeridi, bol ve çeşitli vahşi yaşamı ve sürekli değişen
manzaralarıyla Namibya safari tutkunları için gözde bir destinasyon.
Namibya’da bu heyecanı en iyi yansıtan yer ise Etosha Ulusal Parkı… Bu
park Afrika’nın en uzun fillerinden bazılarına, nesli tükenmekte olan siyah
gergedana, bol miktarda çita popülasyonuna, ayrıca zebra, antilop ve
Afrika mandası sürülerine ev sahipliği yapıyor. Etosha Ulusal Parkı ayrıca
etrafınızdaki tüm vahşi yaşamı kuş bakışı görebileceğiniz ağaç tepesindeki
kamplar da dahil olmak üzere Afrika’nın en eşsiz konaklama yerlerinden
bazılarına sahip. Etosha’yı ziyaret etmek için en iyi zaman ise mayıs ve
aralık ayları arası…