D
inler, mitolojiler, büyüler ve nihayetinde bilim insanlarının
dahil olduğu yüz yıllardır çözülmeye çalışılan bir gizem:
rüyalar. Rüya tabirlerinden Freud ve Jung gibi psikanalistlerin
analizlerine uzanan ucu bucağı gelmeyen bu gizin
hayatımızdaki yeriyse kuşkusuz insanlık var oldukça önemini koruyacak.
Rüyayı “…hastanın içsel gerçeğini ve gerçekliğini olduğu gibi gösterir:
benim tahmin ettiğim gibi ya da onun olmasını istediği gibi değil,
olduğu gibi,” diye tanımlayan Jung’a göre hepimiz rüya görürüz. Yalnızca
bazılarını hatırlamayacak kadar şanslı, kimine göre de şanssızızdır. Ancak
senaryolara konu olacak kadar sık ve komplike rüya görenlerin yapmayı en
sevdiği şeylerden birinin bazı imgeleri internette araştırması son derece
yaygın bir davranış. Dünyanın en büyük arama motoru Google’ın destek
verdiği Shape of Dreams projesinde işte bu davranışların ne kadar yaygın
olduğu ortaya konmuş.
Proje yola insanların rüyalarını Google’da nasıl aradıklarından çıkmış. Yedi
dilde yapılan araştırmalar 2009’dan 2019’a kadar olan dönemi kapsıyor.
Ekip ayrıca kötü anıları tetiklememek adına şiddet içeren rüyaları veri
grubuna dahil etmediğini belirtmiş. Peki aynı rüyalar dünyanın başka
yerlerinde de görülüyor mu? Sık gördüğünüz rüyaların başka dillerde de
aynı sıklıkta görülebileceğini hiç düşünmüş müydünüz? O zaman gelin bu
detaylı sonuçlara biraz daha yakından bakalım.
Araştırmacılar verileri toplamaya başladığında farklı kültür ve dillerden
insanların belli dönemlerde aynı şeyleri aradığını fark etmiş. Bununla
birlikte insanların sürekli olarak anlamını araştırdıkları bazı konuları
keşfetmişler: örneğin rüyada yılanlar, düşen veya kırılan dişler görmek
gibi… Öte yandan yalnızca belirli dillerde aranan benzersiz konular da
var. Örneğin mantar topladığını görmek Rusça konuşanlara mahsus bir
aramayken, develer Arapça konuşulan ülkelerin, sarımsak Portekizce
aramaların, iguanalar İspanyolca ve tilki yalnızca İngilizce konuşan
ülkelerin aramalarında ortaya çıkıyor.
Peki Google aramalarına göre en çok düşlediğimiz dünyalar hangileri?
Shape of Dreams ekibi konuyu araştırıp uykumuzu dolduran evrenlerin
neler olduğunu ve yıllar içinde farklı dillerde nasıl evrildiğini ortaya
koyacak bir bölüm oluşturmuş. Bu bölüm aramalara göre kendi içinde
hayvanlar ve böcekler, insan vücudu, aile ilişkileri, düşme ve uçma,
duygular gibi 12 ayrı kategoriye ayrılıyor. Buna göre İngilizce, Portekizce
ve İspanyolcada en yoğun aranan kategoriler hayvanlar ve böcekler,
devamında ise aile ilişkileri geliyor. Ancak ekibi daha fazla şaşırtan
şey duygularla ilgili en sık görenlerin Japonca ve yemeklerle ilgili rüya
görenlerin ise Rusça konuşanlar olduğunu keşfetmek olmuş.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Farklılıklar yalnızca dillerde değil, zaman da rüyaların değişkenliklerinden
biri. Ama bazı rüyalar var ki zaman, mekân, dil ayırt etmeksizin ne
yükselen ne alçalan değerde stabil bir rüya tipi: uçtuğunu görmek. Buna
karşın su veya kaçmakla ilgili görülen rüyalar zaman içerisinde yükselişe
geçebiliyor. Bazılarının nedenleri belirsiz olsa da İzlanda Eyjafjallajökull
Yanardağı’nın patladığı Nisan 2010 yılında volkanlar hakkında görülen
rüyaların ya da Japonya’daki tsunaminin ardından Mart 2011’de tsunami
hakkında görülen rüyaların zirve yapması grafiklere yansıyan, elle
tutulabilir ve bekli de en anlaşılır örneklerden.
Shape of Dreams, grafikleri bu gizemli konunun görünmez ağlarla bizi
nasıl bağladığının ya da nasıl ayırdığının örneklerini çok net bir şekilde
ortaya koymuş. Farklı kültürleri farklı dillerde bir araya getirirken
travmalarda nasıl ortak bir bilinç ile yaşadığımızı da… Rüyaların
derinliklerine biraz daha girmek, görsel olarak da çok ince düşünülmüş
grafikler arasında vakit geçirmek isterseniz siteyi ziyaret edebilirsiniz:
the-shape-of-dreams.com