D
oğa insanlar için her zaman bir yenilenme kaynağıdır. Canımız
sıkkın olduğunda kendimizi dışarı atıp derin bir nefes
aldığımızda ve taze havayı içimize çektiğimizde bile bunun
ruh halimize olumlu etkisini hissederiz. Eşsiz güzelliğe ev
sahipliği yapan doğanın yaydığı sesler ve kokular zihinsel ve duygusal
sağlığımıza her zaman çok iyi gelir. Terapötik faydaları ile tanınan bu
doğal unsurlardan biri de sudur! Aqua terapi olarak da bilinen mavi terapi
fiziksel, zihinsel ve duygusal iyileşme için deniz, okyanus ve göllerin şifa
verici gücünü kullanmayı ifade eder. Hepimiz farklı zamanlarda denizlerin
verdiği huzur hissini ritmik dalgalara bakarken, sonsuzluk algısını
deneyimlerken veya büyüleyici mavi tonları seyrederken deneyimlemiş
olabiliriz. Bu huzur hissinin varlığı artık bilimsel olarak da kanıtlanmış
durumda. 2021’de yayımlanan bir araştırmaya göre, akan suyun sesi dahi
stresi ciddi ölçüde azaltıyor. Buna ek olarak, 2020 yılında yayımlanan
bir araştırmaya göre, deniz veya göl kenarında yürümek ruh halini
iyileştiriyor ve kentsel bir ortamda yürümenin veya sadece dinlenmenin
aksine, yürüyüşten hemen sonra etkileri hissedilebilir kılıyor.
Mavi terapinin iyileştirici gücü
Günümüzde renk terapisinde mavi, sakinliğin ve huzurun rengi olarak
biliniyor. Mavinin doğadaki karşılığı olan deniz ve okyanuslar ise bu
duyguları dinginlik içinde deneyimleyebilmek anlamına geliyor. Örneğin
kıyıya çarpan dalgaların sesi sakinleştirici bir etki yaratarak rahatlama
ve gevşeme sağlıyor ve adeta doğal bir meditasyon aracı haline geliyor.
Denizlerin enginliği doğru bakmayı bildiğimizde kaygı ve endişelerimizi
farklı bir perspektife oturtmamıza yardımcı olabiliyor. Giderek dijitalleşen
ve kentleşen dünyada, deniz veya göl kenarında vakit geçirmek hepimize
doğayla yeniden bağlantı kurma fırsatı sağlıyor. İnsanlar ve doğal dünya
arasındaki simbiyotik ilişki, kendimizi denizlerin enginliğine bıraktıkça
yeniden canlanıyor. Gerçekten de denizler, duyguları uyandırma ve
ruhumuzun derinliklerini harekete geçirme konusunda esrarengiz bir
yeteneğe sahip. Birçok insan dalgaların ritmik doğasında teselli buluyor
ve bunu tefekkür ve duygusal iyileşme için bir arka plan olarak kullanıyor.
Diğer taraftan deniz kenarında soluduğumuz hava negatif iyonlarla yüklü
olduğu için bu moleküllerin serotonin seviyeleri üzerinde olumlu bir
etkiye sahip olduğuna ve böylece ruh halimizi iyileştirdiğine inanılıyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Kısacası göl, deniz ve okyanuslar stresimizi azaltmak, zihinsel berraklık
kazanmak, duygusal teselli bulmak veya doğayla daha derin bir bağ
kurmak için bir dizi terapötik fayda sunuyor. İyi haber şu ki, yaz ayları
mavi terapiyi hayatımıza dahil etmek için çok doğru bir zaman! Bu
yaz yapacağınız deniz ya da okyanus tatilinde, bilimsel araştırmalarca
kanıtlanan mavi dinginliği bu gözle kucaklayın ve tüm kaygılarınızı suya
bırakın! Hepimize iyi tatiller ve iyi terapiler!