Temmuz 2023

Teknoloji dalgalar üzerinde…

Temmuz

1800’LERDEN GELEN HAYAL.

B

ugün teknoloji dudak uçuklatacak bir hızda ilerlese de elektrikli teknelerin ilk denemeleri 1800’lü yıllarda başlamıştı. Alman mucit Moritz von Jacobi’nin 1839 yılında St Petersburg’da geliştirdiği elektrikli tekne, saatte 3 mil hızla ilerliyordu ve Rusya İmparatoru’na bir başarı olarak sunulmuştu. Ardından 1882 yılında Anthony Reckenzaun döneminin büyük atılımını yaparak batarya ile çalışan elektrikli tekne Electric Launch’ı icat etti. O yıllarda oldukça popüler olan teknenin hızı 3 mil ile sınırlıydı. Her ne kadar yavaş ve sürekli şarj edilmesi gereken aküler nedeniyle kısıtlı bir menzile sahip olsa da o dönem için çok güçlü bir icattı. Ancak bazen teknoloji yaratıcı zekâların gerisinde kalabiliyor ve gerçek değerini bulması bazen yüzyıllar sürebiliyor. Ve işte bugün son teknolojiyle donatılmış, dünyanın gözlerini üzerine çeken elektrikli deniz taşıtlarını gururla anlatabiliyoruz. Elbette yalnızca hız ya da konfor değil, elektrikli araçları öne çıkaran birçok özellik var. Örneğin elektrikli tekneler sıfır emisyon salımına odaklanıyor, özellikle göl ve nehir gibi hassas ekosistemlere sahip bölgelerde önemleri daha da artıyor. Belki de akla en son gelecek özelliklerden biri elektrikli teknelerin su tasarrufuna yardımcı olması. Zira benzinle çalışan tekneler motorlarını soğutmak için çok fazla su kullanırken elektrikli teknelerin buna ihtiyacı yok. Benzinle çalışan teknelere göre çok daha sessiz oldukları için hem etrafı hem doğal hayatı hem de içindeki yolcuları rahatsız etmeyen hatta deneyime keyif katan araçlardır. Ve tabii ki maliyet: Elektrikli teknenin işletilmesi, benzinle çalışan teknelere göre çok daha ucuzdur ve daha az bakım gerektirirler.

İlk elektrikli teknelerdeki kadar olmasa da menzil kaygısı, geleneksel motorlu tekneleri hâlâ çoğunluğun favorisi haline getiriyor. Ancak batarya teknolojisi geliştikçe ve marinalarda hızlı şarj istasyonları daha yaygın hale geldikçe, bu çevreci gezi tekneleri aradaki farkı kapatabilir. Robb Report’un haberine göre bir dizi ana akım motorlu tekne üreticisi ya elektrikli gezi tekneleri üretiyor ya da birkaç yıl içinde modeller için planları var. İşte makalede öne çıkan bazı elektrikli tekneler.

Temmuz

Elektrikli tekne karışımındaki tek gerçek üretim firması İsveçli Candela, yeni C-8 CC ile ilginç bir stil karışımını pazara sunuyor. Tekne, dünyanın az sayıdaki, özellikle de iki kanatlı orta konsollarından biri. Her zaman işlevsel olan, su hattının üzerindeki tasarım, bu nispeten küçük teknenin sekiz kişiyi taşımasına olanak tanıyor. Folyolar, 27 knot gibi hatırı sayılır bir hızda bile sarsıntısız bir sürüş sağlıyor. Kokpitte bulunan ve katlanarak güneşlenme alanına dönüşebilen yemek masası, bu modelin gündüz teknesi olma özelliğini artıran işlevsel bir seçim. C-8’in fiyatı yaklaşık 450.000 dolar.

Temmuz

100.2, Persico Marine ve Zagato Atelier arasındaki ortaklığın bir sonucudur. Üretici firmaya göre amaç, dünyanın en şık, elektrikle çalışan “hiper teknelerinden” birini yaratmaktı. 100.2, İtalyan startup firması Sealence tarafından üretilen DeepSpeed elektrikli jet tahrik sistemine sahip. 26 feet uzunluğundaki 100.2, göllerin yanı sıra kıyı seyirleri için de tasarlanmış. Saatte 31 mil seyir hızına ve saatte 50 mil azami hıza sahip olduğu söyleniyor. “Sınırlı Lansman Sürümü” olarak adlandırılan bu gemilerden sadece dokuz adet üretilecek.



Temmuz

Çoğu insan kulak tırmalayan, benzin tüketen sürat teknelerinin yeşil hareketin antitezi olduğunu düşünür, ancak Mayla FortyFour bunu değiştirmek için burada. Bu teknenin olayı saatte 80 mil hızla gitmesi. Bunun nedeni Petestep derin damarlı gövde, ikiz 800 kW çift çekirdekli elektrik motorları ve 500 kW lityum bataryadan oluşan bir kombinasyon (bu teknenin hibrit tahrikli bir versiyonu da mevcut). FortyFour, 1980’lerin ünlü Miami Vice dönemi muscle boat’larından esinlenerek tasarlanmış ve bu da teknenin ürettiği olağanüstü hıza uyum sağlıyor.

Temmuz

Seven Seas Yachts’ın 269.000 dolarlık Hermes Speedster E’sini görünüş açısından aşmak zor. İkonik Porsche 356’nın “küvet” tasarımından doğrudan ilham alan küçük runabout, analog göstergeler ve hatta dikiz aynası gibi otomotiv dokunuşlarına da sahip. Bu teknenin gazla çalışan bir versiyonu mevcut olsa da daha çevre dostu olan E versiyonu, 30 kWh’lik bir batarya paketi ile çalışan 100 kW’lık bir motor sayesinde sıfır emisyon vaat ediyor. En yüksek hızın 36 mil/saat olduğu bildiriliyor ki bu da adını Yunan tanrısı Hermes’ten alan bir tekne için uygun.

Elektrikli tekneler denizcilik sektöründe sürdürülebilirlik açısından önemli bir dönüşümü işaret ediyor. Geleneksel içten yanmalı motorlu teknelerin yerini alarak çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirme potansiyeline sahip elektrikli tekneler, önümüzdeki yıllarda dalgalar üzerinde seyreden teknolojiyi çok daha ileri bir boyuta taşıyacak gibi gözüküyor!