B
ugün dünya mutfağı dendiğinde akla ilk gelen Uzakdoğu’nun,
Hindistan ya da İspanya’nın çok ötesinde bir konumda
bulunduğunun farkına varıldığı bir gündemde yaşıyoruz. Yeni
tatlar keşfetmeye doymanlar daha derine, kültürlere, varoluşlara
ve geçmişe uzanan mutfakların peşine düşüyor. Durum böyle olunca da
güçlü yerel mutfakların uzmanları yeteneklerini gelenekleri günümüze
entegre etmek için kullanıyor. İşte bugün Kazakistan mutfağını konuşuyor
olmamız bunun sonuçlarından biri. Zira Kazakistan mutfağı “Neo Göçebe”
mutfağı ile dünya çapında damakları cezbeden büyüleyici bir dönüşüm
geçiriyor. Uluslararası seyahat çevrelerinde tarihsel olarak yeterince
temsil edilmemesine rağmen, Kazakistan’ın cazibesi karla kaplı dağlarının
ve mimari harikalarının çok ötesine uzanıyor. Rusya, Çin ve Kırgızistan’ın
kesişme noktasında yer alan Kazakistan’ın kültürel dokusu da arazisi
kadar çeşitli.
Aslında çokkültürlü bir kimlik oluşturmak için her elemente sahip bir
ülke, Kazakistan. Göçebe gelenekleri, İslami etkiler ve Sovyet geçmişinin
kalıntıları bu kültürü daha geniş bir çerçevede tamamlıyor. Ülkenin
başkenti Astana, en fütüristik metropollere rakip bir siluete sahip olsa da
bu modernliğin ortasında Kazakistan, göçebe mirasını yansıtan halkının
sıcaklığı ve misafirperverliği ile geleneğe derinlemesine kök salmaya
devam ediyor. Bozkırlardan kalabalık şehir sokaklarına Kazak mutfağı bir
dayanıklılık, beceriklilik ve doğaya saygı hikâyesi anlatıyor.
Elbette bu hikâyenin fark edilmesindeki büyük etkilerden biri New
York Times’ın Almatı’yı “2024’te Gidilecek 52 Yer”den biri seçmesi
oldu. Bu listede şehrin mutfağının hünerlerinin de altı çizildi. Ancak
fark edilmeden önce halihazırda Kazakistan’ın stratejik konumu, onu
çeşitli kültürler ve mutfaklar için bir kavşak noktası haline getirmişti.
Koyun eti, at eti ve çeşitli süt ürünlerine odaklanan geleneksel Kazak
beslenme şekli, ülkenin göçebe geçmişinden taşıdıkları… Bununla birlikte,
modern Kazakistan mutfağı Rus, Gürcü ve hatta Güney Kore mutfak
geleneklerinden etkilenen bir lezzet füzyonu içerecek şekilde gelişmiş.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Kazak mutfağının kalbi olan göçebe mirası, etin tuzlanması ve kurutulması
gibi muhafaza tekniklerinin esas olduğu göçebe köklerinden geliyor.
Günümüzde bu yöntemler rafine edilerek modern tatlara uyarlanıyor,
bu sayede hem otantik hem de yenilikçi yemekler sunuluyor. Elle
yenmesinden dolayı beşbarmak (beshparmak) adını alan geleneksel
yemek, eski ve yeninin bu karışımının bir kanıtı.
Doyurucu beshbarmak’tan lezzetli sorpa’ya (çorba) ve kuurdak’a (et
yemeği) kadar Kazakistan’ın mutfak olanakları çok çeşitlilik gösteriyor.
Kazak diyetinde temel bir unsur olan at etinin kullanımı, dünyanın pek
çok yerinde rastlanmayan eşsiz bir lezzet profili sunuyor. Bu çeşitlilik,
göçebe yaşam tarzının bir mirası olan çeşitli fermente süt yemekleriyle
süt ürünlerine kadar uzanıyor ve bu sayede dünyanın ilgisini fazlasıyla
üzerine çekiyor.