B
ir Vehbi Koç Vakfı (VKV) kuruluşu olarak 2019 Eylül’ünde açılan
Meşher, geniş bir disiplin yelpazesinden seçkilere yer veren bir
sergi mekânı. Çeşitlilik içeren programlamasına özel olarak
kurgulanmış bir altyapı sağlayarak kültür sanat alanındaki
ihtiyacı karşılamayı amaçlayan Meşher, Göz Alabildiğine İstanbul: Beş
Asırdan Manzaralar sergisiyle yedi tepeli şehrin siluetine farklı bir bakış
açısı sunuyor.
Serginin küratörlüğünü Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı üstleniyor.
Ömer M. Koç Koleksiyonu’nda yer alan çeşitli nadide eserlerden oluşan
sergi, İstanbul’un Osmanlı payitahtı olduğu, 15. yüzyıldan 20. yüzyılın
ilk çeyreğine uzanan bir zaman dilimini kapsıyor. Şehrin zengin bir
görsel kaydı niteliğindeki sergide geniş açılı İstanbul manzaralarını
gösteren tablolardan gravürlere, nadir kitaplardan albümlere, panoramik
fotoğraflardan Yadigâr-ı İstanbul objelerine 100’ün üzerinde eser yer
alıyor.
Sergideki eserlerin üreticileri büyük bir çeşitlilik gösteriyor. Gemi
kaptanından seyyahlara, askerlerden elçilere, yazar, ressam ve
fotoğrafçılardan mimar ve şehir plancılarına kadar Batılılar tarafından
bazen politik veya askeri, bazen estetik amaçlarla üretilen eserlerde
farklı teknikler öne çıkıyor. Yapıldıkları dönemin diplomatik ilişkilerine,
şehrin geçirdiği dönüşümlere, çokkültürlü yapısına ve sosyal yaşamına ait
izler bulunduran görüntülere yazılı kaynaklardan alıntılar eşlik ediyor.
Bu alıntılar Batılı eser sahiplerinin bakış açısı ile 19. yüzyıl ve erken 20.
yüzyıl Osmanlı/Türk edebiyatından sanatsal üretimler arasında bir diyalog
imkânı yaratıyor. Sergi şehre tekrar bir güzelleme yapmak yerine anlatının
çeşitliliğini, tasvirlerin farklılığını incelemeye davet ediyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Şehri bir uçtan bir uca izleme imkânı veren panoramik eserler
İngiliz ressam Henry Aston Barker’ın 1800 yılında Galata Kulesi’nin
tepesinden çizdiği eskizlere dayanarak oluşturduğu İstanbul
Panoraması, elçilik sekreteri olarak İstanbul’da bulunan Philipp Franz
von Gudenus’un 1741’de İsveç Elçiliği’nin çatısından yaptığı çizime ait
gravür, Joseph Schranz’ın Karadeniz’den Marmara Denizi’ne Boğaz
panoraması eserlerden birkaçı… Ayrıca bilinen en eski 360 derecelik
panoramik İstanbul fotoğraflarını çeken sanatçı olarak tarihe geçen
James Robertson’ın Bayezid Kulesi’nden çektiği Mayıs 1854 tarihli
fotoğrafın sanatçının imzasını taşıyan ithaflı albümünü de sergide görmek
mümkün. Sergilenen eserlerden en eskisi Hartmann Schedel’e ait Liber
chronicarum (1493) iken, en yakın tarihli eserler arasında ise Alexandre
V. Pankoff’un özgün tasarım ve resimlerini içeren albümü (1922-1924)
bulunuyor. Göz Alabildiğine İstanbul sergisinde, şehri bir uçtan bir uca
izleme imkânı veren panoramik eserler birbirinden ilginç detaylar da
barındırıyor. Yerel kıyafetler içinde esnaf, öküz arabasında giden kadınlar,
şapkalarıyla ayırt edilen Batılılar, çocuklar ve şehrin dört ayaklıları,
İstanbul’un siluetini tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor
“Biz ki İstanbul şehriyiz, güzelizdir”
Sergiyle birlikte Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanan sergi kataloğunda
konusunun uzmanlarının katkılarıyla İstanbul tasvirlerinin çeşitliliğine
dikkat çekiliyor. Katalog metinleri Sven Becker, Briony Llewellyn, Bahattin
Öztuncay ve Claude Piening’e ait. Ömer M. Koç’un önsözüyle başlayan
kitapta, küratörler Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin’in sergiyi tanıttığı
yazının yanı sıra Prof. Dr. Zeynep Çelik’in “Biz ki İstanbul şehriyiz,
güzelizdir” başlıklı makalesi yer alıyor.
26 Mayıs 2024 tarihine kadar görülebilecek Göz Alabildiğine İstanbul
sergisine, küratörlerin ve Meşher ekibinin hazırladığı yetişkin ve çocuk
atölyeleri gibi bir dizi programın eşlik edeceğini de söyleyelim. Güncel
etkinlik takvimine Meşher’in internet sitesi ve sosyal medya kanallarından
ulaşmak mümkün.
www.mesher.org