M
ona Lisa, Rönesans döneminin ünlü İtalyan ressamı
Leonardo da Vinci tarafından sfumato tekniğiyle yaratılan
en tanınmış sanat eserlerinden biri… 16. yüzyılın başlarına
tarihlenen ve şu anda Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan
Louvre Müzesi’nde kurşun geçirmez cam bir panelin arkasında sergilenen
bu eser o dönemin standart portrelerinin ötesine geçerek modelin
karakterini ve duygusal derinliğini yansıtan bir sanat eseri olarak kabul
ediliyor. 1911 yılında Louvre Müzesi’nden çalınan ve bu olayla ünü daha
da artan Mona Lisa’nın gizemleri hâlâ birçok insanın ilgisini çekiyor ve
tartışmalara konu oluyor. Mona Lisa’nın gülümsemesi, gözleri, arka plan
manzarası ile ilgili sorular yıllardır güncelliğini koruyor; kimliği ise ayrı
bir gizem konusu. Tabloda resmedilen kadın gerçekten Floransalı ipek
tüccarının karısı olan 24 yaşındaki Bayan Lisa del Giocondo mı? Yoksa
Sigmund Freud mu haklı; tablodaki kadın Leonardo’nun annesi Katrina
mı? Peki bu portrenin aslında Leonardo’nun kendisine veya onun kadın
versiyonuna ait olduğu iddiaları ne kadar gerçek? Yıllar boyunca pek çok
sanat tarihçisi, araştırmacı ve sanatsever tarafından mercek altına bu
sorulara hâlâ çok kesin cevaplar bulunmuş değil; bununla birlikte Mona
Lisa ve gizemlerinin gündemden düşmeye pek niyeti yok.
Ünlü sanat eserinin küçük bir parçasının kimyasal yapısına bakmak için
X-ışınlarını kullanan bilim insanları, ekim ayında Leonardo da Vinci’nin
çığır açan kadın portresini boyamak için kullandığı teknikler hakkında
yeni bilgiler edindi. Journal of the American Chemical Society’de
yayımlanan araştırma, Leonardo da Vinci’nin 16. yüzyılın başlarında
Mona Lisa üzerinde çalışmaya başladığında deneysel bir ruh hali içinde
olabileceğini gösteriyor. Fransa ve İngiltere’deki bilim insanları ve sanat
tarihçilerinden oluşan araştırma ekibinin yaptığı keşif, ünlü ressamın
kavak paneli hazırlamak için temel katman olarak kullandığı yağlı boya
tarifinin Mona Lisa için farklı olduğunu söylüyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Çalışmanın başyazarı olan ve Fransa’nın üst düzey araştırma kurumu
CNRS’de kimyager olarak görev yapan Victor Gonzalez, Associated Press’e
verdiği röportajda Leonardo da Vinci’nin deney yapmayı sevdiğini ve Mona
Lisa için belirli bir teknik kullandığını görmenin ilginç olduğunu ifade
ediyor. Araştırmacılara göre Leonardo da Vinci’nin ilk boya katmanında
nadir bir bileşik olan plumbonakrit bulunuyor. Gonzalez bu keşfin, sanat
tarihçilerinin daha önce sadece varsayım olarak ileri sürdükleri bir bilgiyi
ilk kez doğruladığının altını çiziyor: Leonardo da Vinci şu anda Paris’teki
Louvre Müzesi’nde koruyucu camın arkasından bakan portre üzerinde
çalışmaya başladığında boyayı koyulaştırmak ve boyanın kurumasına
yardımcı olmak için büyük olasılıkla kurşun oksit tozu kullanmıştı. Analiz
edilen Mona Lisa tablosunun taban katmanındaki boya parçası çıplak gözle
zorlukla görülebiliyordu: Bir insan saçının çapından daha büyük değildi
ve tablonun sağ üst kenarından geliyordu. Bilim insanları, senkrotron adlı
devasa bir makinede yüksek enerjili X-ışınlarıyla tablodan alınan küçük
parçanın atomik yapısını incelediler ve bu sayede parçanın kimyasal
yapısını çözebildiler. Plumbonakritin kurşun oksidin bir yan ürünü
olması, araştırmacıların ünlü ressamın bu tozu boya tarifinde kullanmış
olabileceğini daha kesin bir şekilde söylemelerini sağladı.
Associated Press’e açıklama yapan New York Metropolitan Sanat Müzesi
küratörü Carmen Bambach ise araştırmayı “çok heyecan verici” olarak
nitelendiriyor ve Leonardo da Vinci’nin boyama tekniklerine ilişkin
bilimsel olarak kanıtlanmış yeni görüşlerin sanat dünyası ve küresel
toplumumuz için son derece önemli olduğunu söylüyor: “Mona Lisa’da
plumbonakrit bulunması, Leonardo’nun bir ressam olarak tutkulu ve
deneysel ruhunu kanıtlıyor, onu zamansız ve modern kılan da işte budur.”